GELECEK ENDİŞESİ
MGK (Ülkelerin Milli Güvenlik Kurumu); “devletin milli güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulanması ile ilgili kararların alınması, gerekli koordinasyonun sağlanması konularında görüş tespit eder” denilmiştir.
28 Şubat 1997 tarihine ülkemizin MGK Milli Güvenlik Kurulu tarafından alınan 28 Şubat kararlarından4.a-3) “Genç nesillerin körpe dimağlarının öncelikle Cumhuriyet, Atatürk, Vatan ve Millet sevgisi Türk Milletini çağdaş uygarlık düzeyine çıkarma ülkü ve amacı doğrultusunda bilinçlendirilmesi ve çeşitli mihrakların etkisinden korunması, denilerekaynı bildirinin/kararın 4.a-(4) maddesi gereği “8 yıllık kesintisiz eğitim, tüm yurtta uygulamaya konulmuş ve 2024 yılına geldiğimizde 4.a-(3) maddesinde ifade edilen genç nesillere, körpe dimağlara; Ülkemizin kurucu iradesi Atatürk’e saygıyı ve sevgiyi, Cumhuriyetin kazanımlarını, Vatan ve Millet sevgisini kazandırma eğitim ve öğretimini, Türk kültürüne, örfüne, ananesine ve maneviyatına aykırı, hangi amaca hizmet ettiği milletçe bilinmeyen adına çağdaş uygarlık düzeyi denilen her türlü kirliliklerle milletin geleceği zehirlenmiş, Türk Milleti; çağdaş uygarlık düzeyine çıkarma sloganına feda edilmiş, ülkü ve amaç” kirletilmiş, bu dönemin nesli heba edilmiştir.
Milli güvenlik siyasetinin tayini ve tespiti; milli kültürü içselleşmiş, maneviyatı ilmi düzeyde olan milliyetçi/maneviyatçı kişi/kişilerce yapılmış olması gerekir. 28 Şubat kararlarını alan iradede milli düşünce ve davranış yoksulu olmasından olsa gerek alınan kararlar genç nesillerin, körpe dimağların hayat tarzını, düşünebilme yeteneğini ezberlere mahkûm etmiş, dijital zehirlenmeye zemin hazırlanmıştır. Bu neslin; dini eğitim öğretim alarak yetişenleri ile klasik eğitim öğretim alanların davranışlarının benzer aynı olması, emek yoksulu, materyalist olması, aile içi çatışmaların tarafı iken diğer kişi/kişilere karşı davranışının ürkek, uzlaşmacı gibi olması neticesini ortaya çıkarmıştır. Bu dönemde yetişen neslin yaşadığı bütün ailelerde istisnasız benzer çatışmaların varlığını görebiliriz. Ayrıca; bu neslin emeksiz/terlemeden, emek yoğun çalışmadan çok para kazanma isteği ile çalışma hayatından beklentileri genel olarak aynıdır. Farklı aile ve köy, ilçe ve ilde yetişmiş insanların aynı/benzer davranış sergilemeleri sizce doğal olabilir mi?
Yani diyorum ki; 28 Şubat kararları ile “Milli Eğitim” adı altında gayri milli bir eğitim öğretim süreci yaşatıldığından bu dönemde yetişen neslin; kendi geleceği dâhil millet ve ülke için gelecek endişesi oluşturduğu, bu konuda karar vericilerin sahada sosyolojik bir araştırma yaptırarak endişenin haklılığını tespit edeceğinden milli bir eğitim öğretim sürecini uygulamaya koyarak soruna acil çözüm üretmesi gerekir ki; bu bir milli görevdir ertelenemez ertelenmemelidir.