SÖZÜN ÖZÜ (Hukukun hukuksuzluğu)

HUKUKUN HUKUKSUZLUĞU
“Hukuk” Toplumu düzenleyen ve devletin yaptırım gücünü belirleyen yasaların bütünü.
Kaynak : Türkçe sözlük

Medeni dünyada hukuk devletinin rolü, insanların bir arada yaşamalarının olmazsa olmazıdır. Anayasa gereği Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devleti olmasına karşın hukuk unsurlarının ideolojik, şuçu buçu,sınıfcı ve elit grup davranışı içine girmeleri, hukukun hukuksuzluğu noktasında hukuksuzluğun bir aracı haline gelmiş ve/veya toplumda böyle bir algı oluşturmuştur.
Bu grup davranışı yetki sınırlarını aşma pahasına millet egemenliğinin temsil edildiği ve yasa gereği dokunulmazlığı olan TBMM üyelerini de tehdit noktasına gelmiştir. “ Anayasanın Yasama dokunulmazlığı faslı; Madde 83.– Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisçe başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar. Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez. Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisindeki siyasî parti gruplarınca, yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.” denilmektedir.
Hukuki bir metni anlaşılır yapan yazıya dökülen son hali olma durumudur. Ki; Yazılı hale gelmiş bir hukuk metninin felsefi, ideolojik yaklaşımlarla sulandırılması gibi eylemler hukuk ve unsurlarına olan güveni zedeler. Kendini hukuk camiasının duayenleri arasında gösteren ve/veya birileri tarafından gösterilen “fahri” unvanlara sahip zatlar yazılı hukuk metni ile ilgili felsefik yaklaşımı sonucu ideolojik çevrelerine mesaj vermek, hukukun hukuksuzluğunu üretmektedir. (Örnek kişisi Sn.Sabih Kanatoğlu)
Ülkemizde; mafya, çete ve değişik adlar altında suç örgütlerinin varlığı hukukun hukuksuzluğu, geciken adalettin sonucu olduğu gerçeğini unutmamak gerek. İyi işleyen bir hukuk sistemi, iyi çalışan hukuk unsurları ile mümkün olacağı, istenmeyen yapılanmaların önüne geçilebileceği gibi suçu buçu, marjinal, sınıfçı ve elit felsefenin gölgesinden arınmış hukuk unsurlarının yasama, yürütme ve yargı denkleminde hukuk nizamını kurabileceği açıktır.
Anayasa madde 9.– “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.”
Milli Egemenlik İlkesi: 1924 Anayasası 3. Maddesinde “hâkimiyet kayıtsız milletindir” 1982 anayasası madde 6 “Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir”. denilmektedir. Bu hükümle anayasa millet egemenliğini kabul etmiştir. Bu hüküm aynı zamanda demokratik bir devlet düzeninin ilk hareket noktası olmuştur. Türk Milleti, egemenliğinin sahibi olduğunu verdiği Millî Mücadele ile bütün dünyaya kabul ettirmiştir. Bu egemenlikte artık hiçbir kişinin veya dini inanç ve kurumun ilişkisi yoktur. Millet egemenliğinin sahibidir. Bu egemenlik Türkiye Büyük Millet Meclisi ve yürütme organı aracılığı ile kullanılır. Türkiye büyük Millet Meclisi ve Yürütme (Cumhurbaşkanlığı), milletin tek ve gerçek temsilcisi olup millet adına egemenlik hakkını kullanmaya yetkili organlardır.
Abdurrahman AYAR
e-mail. [email protected]

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.