İSTİHBARAT ve TAŞERONLARI
Dünyada yaşanan terörizm incelendiğinde terör; genel olarak dini ve etnik temellere dayandırılarak terörü destekleyen ülkelerin; gelişmemiş, gelişmekte ve tabii kaynakları zengin ülkelerde farklı mezhep ve/veya dini ve etnik farklı gruplar üzerinde yapılan istihbarat faaliyeti ile farklılıkları derinleştirme, derinleşen farklılıklara çatışma ortamı hazırlama, itaatsizlik, devlet otoritesine baş kaldırma gibi sonuçlar doğuran uzun ve planlı uğraşlardır.
Planlı bu uğraşlardan sonuç alabilmek için teröre maruz bırakılmak istenen ülkelerde, terör destekçisi ülkeler ve istihbarat öğütlerinin taşerona ihtiyacı yani kendini deşifre etmemek adına bir ön bahçeye, besi damına ihtiyacı olduğu gerçekliktir.
Hiç bir terör örgütü uzun süreli para, silah cephane, araç gereç ve iletişim araçları desteği almadan ayakta kalması mümkün değildir.
Bu bağlamda; dünyada terör örgütlerinin arkasında ki ülkeler ile dini ve/veya mezhep ile etnik farklılıklardan kaynaklı taşeronluklardan(besi damlarından) bölgemizden örnekler verelim.
Destekçi Ülke ABD: Orta doğudaki en büyük taşeronu terörist devlet İsrail,
Destekçi ABD-İsrail, Rusya, AB (Almanya, Fransa, Yunanistan, İngiltere vs): Taşeron terör örgütü PKK,PYD,PJAK faaliyet alanı; Türkiye, Irak, İran ve Suriye
Destekçi ABD, Rusya, Cin, Almanya, Fransa, İngiltere, İran : Taşeron terör örgütü DAEŞ (ışid),El Kaide, Hizbullah, El nusra. faaliyet alanı Ortadoğu ve Türkiye.
Destekçi AB(Almanya, Fransa,Belcika,Avusturya, Yunanistan, İngiltere vs): Taşeron terör örgütü DHKPC,MLKPC faaliyet alanı Türkiye
Destekçi bahse konu bu ülkeler aynı zamanda dünyaya enforme edilen terörizme karşı savaş verdikleridir ki bu; dünya kamuoyunu atlatmaktan başka bir şey değildir. Öncelikle söz konusu terör örgütlerini para, silah cephane, araç gereç ve iletişim araçları ile donatıp, daha sonra yeni nesil silahlarını besledikleri taşeronları eliyle terörün yeşertildiği coğrafyada deneme ( terörist unsurlar dahil, bunlar tepe yönetim değil örgüt tarafından sahaya sürülen zavallı beyinsizler) ve aynı zamanda terörist faaliyetlerin hüküm sürdüğü ülkelerdeki doğal kaynaklardan pay alma, el koyma gibi faaliyetler göstermekte, yani her durumda ekonomik gelir elde etmektedirler. (Irak’ın ABD ve konsorsiyumu tarafından pay edildiği gibi) ABD ve Konsorsiyumu Irak’ta milyonlarca kişinin çocuk, kadın, yaşlı ve genç demeden ölümüne neden olmuşken protesto için sokağa çıkamayanlar; kendi ülke yöneticilerinin eksik ve kusurlarından veya ideolojik nedenlerle belki de başta ABD (CIA) ve AB’nin istihbaratının kışkırtması ile ülkelerinin kolluk kuvvetlerine mukavemet etmek, sokakları terör ize etmek, yakıp yıkmak gibi, sokak eylemleri yapabilmektedir. !!!!!!
Peki teröre maruz kalan ülkelerin hiç mi kusuru yok der gibisiniz; Var tabii ki. Teröre maruz kalan ülkelerde öncelikle insan hak ve özgürlüklerin kullanımı önündeki yasal dayatmalar, insan hak ve özgürlükleri kullanım kültürünün yetersizliği, Milli bir eğitim öğretimin yokluğu, dini öğretinin Kur’an dışı kaynaklardan ve/veya ilmi yetkinliğe sahipler eliyle verilmemesi ve gelir dağılımı ile ırkçılık gibi ana başlıklardır. Bu başlıkların ürünü birey ve toplumları terörize etmek terörden beslenen ülkelerin ve bu ülkelerin istihbaratlarının taşeron bulmasını ve terörist unsurlar için besi damı kurulmasını kolaylaştırmıştır.