MEKTUP ve FFO’NIN MANEVRALARI
Fox News kanalının Twitter'dan paylaştığı 9 Ekim 2019 tarihli Trump’un Sn Erdoğan'a yazdığı mektup;
- New York Times gazetesi; “Trump'ın Suriye hakkında Kongre liderleriyle yaptığı toplantıda Türkiye'nin yapacağı askeri operasyona (Barış Pınarı Harekâtı) yeşil ışık yakmadığını ispatlamak için Erdoğan'a "ağır" bir mektup yazmış” yani; ülkesinin vampirlerini Türkiye üzerinden ikna etmeye çalışmıştır.
- Trump Mektubunda; "Eğer bu işi (Barış Pınarı Harekâtı) doğru ve insani bir şekilde yaparsanız tarih de sizi iyi yazar. Eğer iyi şeyler olmazsa, sizi sonsuza dek hep bir şeytan olarak görürler. Sert adamı oynama. Aptallık etme! Seni sonra arayacağım" şeklinde ifadelerde bulunmuş, Yani; PKK/PYD/YPG/SDG Terör örgütünü temizleme yok etme ve/veya sınırlarımızdan uzaklaştırılması için yapılmak istenen Askeri Harekâtı yapmamalısınız! Yapmanız halinde; “Eğer iyi şeyler olmazsa, sizi sonsuza dek hep bir şeytan olarak görürler.” Sonuç; Ülkem ve TÜRK için yok hükmünde olan mektuba Ülkemin Yönetim erki; “Barış Pınarı Harekâtı” adı verilen Askeri Harekâtı başlatarak cevap verdi.
Trump, ayrıca yolladığı mektubun ekinde “ABD’nin uşak (sahibinin ihtiyaçlarından sorumlu olan, yerine getiren, iradesi şamar oğlanlığı olan kişi/kişilere uşak denir) olarak atadığı” Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Genel Komutanı Mazlum Kobani, sizinle müzakere etmek istiyor ve daha önce vermedikleri bazı ödünleri vermeye niyeti olduğunu söylüyor. Sorunlarınızın bazılarını çözmek için çok uğraştım. Dünyayı yüzüstü bırakmayın. Harika bir anlaşma yapabilirsiniz diyerek Mazlum Kobani’nin Türkiye ile müzakere etmek istediğini ve bazı tavizler verme niyetinde olduğunu belirttiği mektubu Size güvenerek, (Mazlum Kobani'nin) bana yazdığı, elime yeni ulaşan mektubu da eklediğini; yazmış: ABD ve Başkanı/Başkanları; terörist sevici, dünyadaki bütün terör örgütlerinin kurucusu, yardım ve yataklık yapanı olduğunu, kısaca terörizm hamisi olduğu gerçeğini akli melekeleri çalışır olan herkes tarafından bilinen bir gerçeklik olup; terör örgütüne sözde komutan atayarak muhatap alınması gerektiği yönünde telkinlerde bulunmuştur. Sonuç; Ülkem ve TÜRK için yok hükmünde olan mektuba ülkemin yönetim erki; “Barış Pınarı Harekâtı” adı verilen Askeri Harekâtı başlatarak cevap verdi. -Trump; “Ayrıca; mektubunda tehdit savurarak;” “Sayın Cumhurbaşkanı, gelin iyi bir anlaşma yapalım! Binlerce kişinin öldürülmesinden sorumlu tutulmak istemezsiniz ve biz de Türk ekonomisini mahvetmekten sorumlu olmak istemeyiz ve bunu yaparız. Size bunun bir örneğini Pastör Brunson olayında yaşatmıştım.” şeklinde olmuştur. Sonuç; Ülkem ve TÜRK için yok hükmünde olan mektuba ülkemin Yönetim erki; “Barış Pınarı Harekâtı” adı verilen Askeri Harekâtı başlatarak cevap verdi. Sonrasında yaşanan ekonomik dalgalanmalar ile ilgili Ülkemiz Yönetiminin “dış mihraklı olduğu yönündeki” söylem ve eylemine, (FFO) Fitne Fesat Ocağı; yaşanan ekonomik sıkıntıların müsebbibi yönetimdir diyerek suçlayıcı söylem ve eylemlerde bulunması, düşündürücü olmakla birlikte, bu davranış; Trump’un mektubundaki taleplerine uygun davranış sergilenmesi gerektiği gibi bir sonucu üretir ki; bu düşünce sisteminin milli olduğu söylenemez. Tıpkı ABD ve AB’de yönetim erklerinin olduğu gibi, yerli menşeli FFO’nın daTürkiye Cumhuriyetinin bağımsız bir ülke olduğunu idrak edememiş olması, mandacı (Eğer bir ülke kendisini yönetemeyecek kadar acizse, bir başka ülkenin kontrolü altına girmişse o ülke mandadır. Mandacı ülkeyi savunmasız hâle getiren, halkı çaresiz bırakandır.) düşünce sisteminin bir gereğidir.
Mektubun üzerindeki 9 Ekim 2019 tarihi; Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusunda SDG'nin kontrolü altındaki alanda bir güvenli bölge oluşturmak amacına yönelik başlattığı “Barış Pınarı Harekâtı” Türkiye Cumhuriyetinin bağımsız olduğu gerçeğinin ilanıdır.
Hükümet yetkililerince mektuba cevap olarak;
-Mektup; Sn Erdoğan tarafından reddedilerek çöpe atıldı,
-Trump'ın mektubunun diplomatik nezaketten yoksun' olduğu, “ifade edildi”
-"Bu mektuba verilen en net yanıt ise aynı gün saat 16.00'da Barış Pınarı Harekâtı'nın başlatılmasıdır" denildi.
Ayrıca; BBC'de yayımlanan HARDTalk programında Barış Pınarı Harekâtı ile ilgili soruları yanıtlayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, "ABD'nin mektubuna veya söylemine yanıtımızı verdik. Cumhurbaşkanı Erdoğan teröristlerle müzakere edilemeyeceğini söyledi. Dün Başkan Trump PKK'nın IŞİD'den kötü olduğunu söyledi. Bizim için ikisi arasında bir fark yok" diye konuştu. (Kyn.İnt.)
Bu yazının kaleme alındığı Aralık 2024 yılının son gülerinde ve geriye doğru yakından takip edildiği varsayımından hareketle en az son iki yılda; Filistin’de, Lübnan’da ABD ve ABD destekli terör devleti İsrailin yaptığı soykırımın ve Rusya, Ukrayna savaşının çıkış nedeni ile buradan elde edilen ve/veya elde edilmesi planlanan menfaat, insanlık dışı işlem ve eylemlerin yapılma süresinin uzamasındaki emperyalist amaçların ne olduğunun, ABD ve Başkanları/Başkanı Trump’un 9 Ekim 2019 tarihli mektubunda ifade ettiği sözde insani söylem ve eylemleri ile ne kadar örtüştüğü düşünülmeye muhtaç değil midir? ABD ve Başkanları ile AB’nin sözde insani, gerçekte sahte söylem ve eylemleri, emperyalizmin öğretisi olduğu gerçeğini; yakın geçmişte İran, Irak, Somali, Afganistan ve Mihammar’da ve günümüzdeki Ukrayna, İran, Filistin, Lübnan ve Suriye’de görebiliyoruz.
Trump’ın dediği gibi; "Eğer bu işi doğru ve insani bir şekilde yaparsanız tarih de sizi iyi yazar. Eğer iyi şeyler olmazsa, sizi sonsuza dek hep bir şeytan olarak görürler.” ABD ve AB’nin dünya üzerinde yaptığı terörizm, teröre destek ve emperyalist işlem ve eylemlerinden dolayı dünya mazlum milletlerince şeytan olarak görülmektedir.
Ülkemizin yerli ABD’cileri ve/veya FFO’nın (fitne fesat ocağı) unsurları; ABD ve Başkanının kendisine yakışan, havlayan köpek ısırmaz deyimine uygun tehdit içeren, terörizm hamiliğini ilkesi yapmış ve emperyalist söylem ve eylemlerini; duyduğu halde duymamazlıktan gelen, gördüğü halde görmemezlikten gelen; duyduğu ve gördüğü halde Ülkesini ve Ülkesinin yönetim erkini yerecek şekilde iletim yapma söylem ve eylemine “hainlik”, düşünce sistemine “mandacı” denir.