SÖZÜN ÖZÜ (Milli Eğitim-1-)

“MİLLİ” EĞİTİM -1-

Ülkemiz eğitim ve öğretim kurumlarında verilmekte olan eğitim ve öğretim faaliyetlerinde bu gün geldiğimiz nokta; sonuçları bakımından ne denli gayri milli bir eğitim öğretim süreci yaşandığı ebe beyinlerin çocukları ile yaşadığı sorunlardan tutun, iş hayatında iş ve verimlilik bağlamında ülke menfaatlerine bakışına kadar ne denli aykırılıklar olduğu görülür. Ebeveyn ile iş çevreleriyle yapılacak bir araştırma bu tablonun varlığını görmeye yeter ki; iş çevresinde yaşayan ve hala çalışan olarak tespitim, iş heyecanının olmadığı, işe saygı ile mesleki çalışma ve faaliyetlerin üretkensizliği; ebeveynlerle çocukları arasındaki iletişimsizliğidir.
Günümüz Türkiye’sinin 06-40 yaş aralığı eğitim öğretim sürecindeki çocukların ebeveynleri ile olan çatışma kültürünün varlığı, ülke menfaatlerine sanal yaklaşım, kazançlar konusunda üretim/kazanç ilişkisinde öz eleştirinin olmadığı, milli konularda duyarsız, manevi konularda ezberci ve dinleyici, yapılan ibadet hissiz ve içselleştirilmemiş olması bu sürecin iyi şeyler vermediğinin bir ifadesi olsa gerek; bütün çocukların benzer, aynı davranış içinde olmasının eğitim ve öğretim sürecinin eseri olduğu bir tahminden öte gerçekliktir.
Milli ve manevi iyi eğitim öğretim sürecinden gecen bir insan; görevini en doğru, en üretken, mesleğini en iyi yapan, idareciliğini en adaletli, çalışanın iş motivasyonunu en iyi sağlayan ve her çalışanına öncelikle mesleki eğitimine uygun ve bilgi birikimine göre iş verebilendir.
Bu gerçeklik; eğitim ve öğretim faaliyetlerinin görüldüğü, müfredatın hazırlanıp uygulandığı, öğretmenlerinin/hocalarının ilgili eğitim kurumlarında hazırlandığı, adını “ MİLLİ Eğitim” Kurumu diye adlandırdığımız sistemin “MİLLİ” kavramının içinin boşaltıldığını sonuçları itibariyle söylesek yanlış olmaz sanırım. Eğitim ve öğretim kurumlarında eğitimin rafa kaldırıldığı, öğretimin ön aldığı, bu durumun Ülkemizde dershaneler eliyle randa dönüştürüldüğü bilinmektedir. Milli eğitim şuralarında tartışılan MİLLİ eğitim ve öğretim süreci ve uygulanacak müfredatla ilgili konular, şura kararlarında (2015 yılı 19. Şura kararları) vücut bulurken, uygulamada eğitim ve öğretim sürecine entegre edilemeyişi düşündürücüdür.
Beki; 06-40 yaş aralığı sonrası eğitim ve öğretimin hangi başarı hikayesi var diye sorar gibisiniz. Sonrası; yine “MİLLİ” olmamakla birlikte eğitimin varlığından söz edebiliyor iken öncesi iletişim araçlarının azlığı, bilgilenmenin, bilgiye ulaşımın zorluğu; ebeveyn davranışlarının çocuk üzerinde etkisinin daha fazla olması ile ufuksuz ama zararsız kalınabilmiş, ancak; orta öğretimden mezun çocuklar ayaklarının üzerine basabilen eğitim öğretim süreci yaşamadığından yükseköğretimde ideolojilerin kucağına kolayca düşmüşlerdir.
Milli, manevi ve kültürlü bir neslin yetiştirebilmesinin yolu öncelikle; eğitim ve öğretim sürecindeki ülkemiz geleceği çocuklarımızın öncelikle düşünce sistemlerinin çalışır tutan eğitim ve öğretim müfredatı geliştirme,( Şura kararları bu konuda bir veridir) geliştirilen müfredatın uygulanmasının sağlanması, etkin denetim, temel eğitim sürecinde ki okula ilk defa başlayan çocuklara yaşanmış tarihi gerçekliklere gezi programları (Çanakkale şehitliği gibi), eğitime önem verilmesi ve ezberci öğretimden uzak bir sistemin kurulması gerekir.

Devam edecek

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.