NEDENLER ve SONUÇ (1)
20 yılı aşkın bir süredir Ülkemizin idaresinde olup sayısız hizmetleri hizmet siyaseti adı altında Ülkemize kazandıran Ak Parti hükümetlerinin 31 Mart 2024 tarihinde yapılan mahalli idareler seçimini neden kaybetti sorusuna yanıt bulmak çok zor olmasa gerek, esas zor olan; bu Ülkenin kuruluşu ile yaş taş ancak Rahmetli Atatürk’ten sonra ülkemizde bir dikili taşı olmayan bir siyasi yapının ki; bu ülkeye kazandırdığı ve/veya bu ülkede adından söz edilebilen bir yatırımı olmayan, ülke insanına tepeden bakan, sivil siyaseti öteleyen, iktidar olmak adına postallardan medet uman ve bu ülkede milli iradeye yapılan her darbe,darbe girişimi ve muhtıraların yanında saf tutmayı adet edinmiş, gayri milli davranışı demokratik sanan ve bu uğurda ülkemiz düşmanları ile çeşitli adlar altında ortaklıklar kuran, güç birliği yapan rahmetli Atatürk sonrası chp’sinin secimi kazanmasıdır.
Ak Parti bu secimi neden kaybetti sorusunun yanıtı; Sn Cumhurbaşkanının yanına,yöresine çöreklenmiş ülke ihtiyacının, millet menfaatinin neler olduğu/olabileceğinden habersiz bir avuç kişi ve STK larda görev alan (sendika vs.)hükümete yakın gözüküp başkalarının hesabına çalışan ve/veya neye, kime hizmet ettiğini bilmeyen kibir abidesi, bilgi dağarcığı kısıtlı, makam mevki budalası kişi/kişilerin başarısı olup, siyasi muhaliflerin başaramadığını başarmanın sevincini yaşayanlardır. Milletin talebi doğrultusunda, hükümetin milletin refahını artırmak için yaptığı her türlü işlemde bir mağdur kesim üretilmesi, Örneğin: memur ve işçi maaşlarına yapılan zam/iyileştirme yine bu ülkede maaş ile geçinme zorunda olan memur ve işçi emeklisine aynı oranda yansıtılmaması, aktif çalışan memurlara yapılan ek ödemenin temel maaşa yansıtılmayıp memur emekliliğinin mağduriyetine sebep olması, memur teknik personelinin hiç talebi yokken 3600 olan ek göstergesinin 4200’e, Genel idari personelinin 2200 olan ek göstergesinin (memur,şef,şube müdürü,müdür) 2800’e çıkarırken STK’ larda görev alan (sendika vs.)hükümete yakın gözüküp başkalarının hesabına çalışan ve/veya neye, kime hizmet ettiğini bilmeyen kibir abidesi, bilgi dağarcığı kısıtlı, makam mevki budalası kişi/kişilerce uydurulan bazı görev unvanlarına 3600 ek göstergenin verilmesinin sağlanması ile oluşturulan mağduriyet, maaş karşılığı çalışılan zaman diliminde başka iş için görevlendirme ve/veya ek görev verilmek sureti ile çalışana ek ücret ödenmesi, kurumlar avukat olarak istihdam ettiği personeline baktığı her dava dosyası için vekalet ücreti ödemesi gibi ek ödemenin iş barışını bozması ile oluşan mağduriyet, derse girmediği halde okul idarecilerine ek ders ücreti adı altında ücret ödenmesi (bu yeni olmayıp belki kırk yıldır böyle) yani; yalan yapılmasının önüne geçilmemesi. Okul idarecilerine ek ücret verilecekse doğru ad adı altında ücret verilmesi için mevzuat değişikliği yapılması gerekir.
KİT’ler dışındaki bütün kamu kurumlarındaki taşeron personele kadro verilmişken sayıları 100 bini bile bulmayan KİT’lerde çalışan taşeron personele kadro verilmeyip mağduriyet oluşturulmuş ki; bu personelin ücretinin her kuruşu idarelerce belirlenip firma üzerinden ödenmekte, yani; idare firma çalışanının ücretini firmaya ödemekte firma;kendisine ödenen ücreti çalışana ödemektedir.
devam edecek