NEDENLER ve SONUÇ (2)
Tapu ve Kadastro Müdürlüklerinin masa başı faaliyetlerinden kaynaklı vatandaşı birbirine düşürme, husumet üretme çabalarına kayıtsız kalınması, (her köy, mahalle, ilce ve ilde binlerce mağdurun olduğunu küçük bir araştırma ile tespit edilebilir) teftiş faaliyetlerinin hukuki ve vatandaş memnuniyeti esaslı olmamasından kaynaklı vatandaş ile devleti mahkeme salonlarına düşürme çabası sergilenip mağduriyet oluşturularak hukuk unsurlarına (avukat) gelir elde etme zemini hazırlanmış, hukuk unsurlarının işlem ve eylemlerinde ise bitmek bilmeyen davaların (geciken adalet adalet değildir) oluşturduğu mağduriyetler, yalan, iftiranın “iddia edildi” sözcüğüne liman yapılmasından kaynaklı mağduriyetler.
Eğitim öğretim alanında yapılan modern üst yapılar (derslik-okul) ve ilköğretim ders kitaplarının imkânı olan olmayan her öğrenciye bedelsiz verilerek herkese okuma imkânı sağlanmış olmasına rağmen eğitim öğretim müfredatına milli ve bilimsel, düşünmeyi önceleyen dokunuş, yapılmadığı/yapılamadığından,28 Şubat kararları diye anılan post modem darbenin ürettiği kirlilikler dâhil geçmişten günümüze hızla kötüleşen düşünme kabiliyetinin kullanılması ezberlere feda edilmiş ve eğitim askıya alındığından nesiller arası çatışmanın pik yapması sağlanarak “aile” birliği, yapısı bozulmuş, v, y ve z kuşağı diye adlandırılan gençlik, dini öğrenim görmüşler dâhil materyalist, emeksiz çok kazanmanın, kazanmak için her şey mubahtır anlayışı içinde hak, kul hakkı ve adalet anlayışı gibi kavramları hayatlarından çıkarmış olması.
Ekonomi; Eylül 2021 ayına kadar ekonomik göstergeler; faiz, kur ve İMKB ülkemiz koşullarına uygun ve piyasalara güven duyulurken, bu durumdan rahatsız onun bunun taşeronluğunu görev edinmiş para ile para kazanmayı, emperyalizmi ilke edinmiş iç ve dış piyasa aktörleri; başta gayri milli medyayı kullanarak ki; medya bu asalakların elinde piyasaya güvensizlik üretmiş, ekonominin başında olan siyaset erkini damat,nebati gibi söylemlerle itibarsızlaştırma çabası sergilenip faiz lobisinin istediği kişi/kişilerin bu makamlara getirilmesinin zemini oluşturulmuş ve başarılmış, bu tarihten sonra piyasalarda yüksek oranlı ekonomik dalgalanmalar suni olarak üretilerek 31 Mart 2024 yılına gelindiğinde %45-50 oranlı faiz ekonomisi üretim bandını durdurmuş, arz daralmış, talep zorunlu ihtiyaçlar dışında azalarak para baronlarının refahına hizmet edilmiştir. Faiz, Kur ve İMKB ‘nin aynı anda yükseliş içinde olması ekonomi bilimine aykırı, faiz oranının yükseltilmesi ile Kur’un yükselmesine engel olunacağı tezinin doğru olmadığı kur’un yükselmesinin devam etmesi ile ispatlanmış; tez çürümüştür. Piyasalara güvenin azaldığı ortamlar; zincir marketler dâhil bütün piyasada tedirginlik üretmiş ve aç gözlülüğün, yani materyalist düşünce sisteminin iştahını kabartmış, günü gününe uymayan fiyatlarla tüketici sömürülmüştür.