ÖZEL HASTAHANELER ve ÇALIŞMA HAYATI
Türkiye’de özel hastane işletmelerinin temelleri 1933 yılı 2219 sayılı Hususi Hastaneler Kanununa dayanmaktadır. Daha sonra bu kanun hükümleri yetersiz kalmış ve aksaklıklar ortaya çıkmıştır. Söz konusu aksaklıkları ortadan kaldırmak için Özel Hastaneler Yönetmeliği çıkarılmıştır. “Özel Hastaneler Yönetmeliği” (Sağlık Bakanlığı 2016) özel hastanelerin kuruluşundan işleyişine kadar birçok şartı içinde barındırır. Cumhuriyetin başlangıç yıllarında sayıca az olan özel hastane işletmelerinin 1987 yılında yürürlüğe giren kanunla birlikte sayılarının artmaya başladığı görülmektedir. 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun 5 inci maddesi “Milli Savunma Bakanlığı” hariç kamu kurum ve kuruluşlarına ait tüm sağlık kuruluşlarının kamu tüzel kişiliğine haiz sağlık işletmelerine dönüştürülmesine imkân tanımıştır. Türkiye’de genelde sağlık sektörüne, özelde ise tedavi edici sağlık hizmetlerine bakıldığında hem kamu hem de özel sektör aracılığı ile çok çeşitli kesimlerin sağlık hizmeti sunduğu görülmektedir. Merkezi olarak sağlık hizmetlerinin sevk ve idaresinden sorumlu olan kurum Sağlık Bakanlığı olsa da hizmet sunumu noktasında pek çok aktör devreye girmektedir.
Sağlık, herkes için önemlidir. Bu nedenle birçok insan, devlet hastanesi yerine daha kapsamlı ilgi için özel hastaneleri tercih etmektedir. Özel hastaneler için en fazla merak edilen konuların başında SGK’nın özel hastanelere ödediği muayene ücretidir.
Kamu idaresi sağlık hizmeti sunucuları dışındaki vakıf üniversiteleri dahil sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına bu hizmetleri karşılığında ödenen devlet katkısı (SGK).
Hasta; başka bir hastaneden sevk ya da 112 Acil Servis tarafından ambulansla özel hastaneye getirilme gibi durumlarda tedavi masraflarının tamamını SGK karşılar. Bu istisnai durumların haricinde SGK anlaşmalı özel hastane muayene ücretini hasta öder, ayrıca; devlet katkısını SGK dan alır.
Ülkemiz kamu çalışma hayatında insan tasarrufuna, yorumuna bırakılmış her işlem ve eylemin devlet aleyhine tezahür ettiği, çalışanın çalışma hayatında içinde sucu barındıran ve davalı tarafın devlet olduğu her türlü işlem ve eylemde devletin suçlu bulunması, çalışan kişi/kişilere ve diğer kurumlar lehine mahkeme kararı ve/veya bürokratik kararların verilmesi gibi sonuçlara çokça rastlanılmaktadır ki; bu durum; gayri milli düşünce sisteminin ürünü, materyalizmin öğretisidir.
Özel Hastanelerin yeni doğan ünitelerinin gündem olduğu Ekim 2024 ayında; özel hastanelere verilen devlet katkısının insan hayatından daha değerli hale geldiğini, yani materyalin insanı nasıl esir aldığını görebiliyoruz.
İnsanın; hizmete kolay ve İyi bir şekilde ulaşması yönünde iyi niyetle özel sektör hastahanelerine verdiği devlet katkısı sübvansiyonu,özel hastanelerin basit bir nezle grip vs gibi hastalıklar için bile birkaç poliklinik ve laboratuvar tetkikleri hatta radyoloji tetkiklerinin yapılması gibi kötü niyetli davranışlarına arpalık yapılması sonucunu doğurmuştur.
Çözüm nedir, neler olabilir;
-Öncelikle özel hastanelere her şekilde ödenen devlet katkısının kaldırılması; Buralardan hizmet alan kişi/kişiler; hasta hanelerin önceden belirleyip ilan ettikleri her türlü ücreti ödemesi;
-Sağlık Bakanlığınca hastanelerin hizmet yeri dahil kuruluş amacına ilişkin çalıştırma zorunda olduğu uzman personel ve sayısı ile her türlü faaliyetinin denetimi.
-Kamunun denetim faaliyeti yapan çalışanları dahil, tüm çalışanlarının yetki alanlarının sınırları kesin bir ifade ile iş mevzuatında yer alması ile ekonomik fayda sağlama hükümlerinin kesinlikle kişilerin yorum ve tasarrufuna verilmeyerek, iş merkezli mevzuatın yürürlüğe konulması ile mümkün olacaktır. Yani; Fiilen işin yapılma yeri (saha,atölye, fabrika, büro, taşra ve merkez teşkilatı gibi), ücretleri dahil yapılan görevin özlük hakları, açık ve kesin bir dille çalışma hayatı mevzuatında yer alması ile mevzuatta belirtilen çalışma süresi içinde (7,5 ve/veya 8 saat) çalışana işinin dışında aynı çalışma saati içinde verilen (08.oo-17.oo saati gibi) başka bir işin karşılığı ücretin ödenemeyeceği mevzuatta yer almalıdır.