PARANIN EKONOMİDEKİ ROLÜ
Para; devletçe bastırılan, mal ve hizmet satın alma gücü olan ve herkes tarafından kabul gören bir değişim (mübadele) aracıdır. Para aynı zamanda bir yatırım ve tasarruf aracıdır.
Yatırım; gelecek vadeden bir kazanç sistemidir. Herkes en iyi verimi alabilmek için farklı yöntemleri tercih eder. Bu yöntemlere altın satın almak, gayrimenkul almak, parayı dövize çevirmek veya hisse senedi edinmek örnek olarak verilebilir.
Arz; belli bir dönemde, belli bir piyasada, belirli bir fiyattan satılmak istenen mal ve hizmet miktarı; talep ise; piyasada bulunan belirli bir ürün veya hizmete duyulan satın alma odaklı istektir.
Faiz; kullanıma arz edilen sermayenin geliridir. Ödünç verilen fonlara uygulanan ve piyasaların belirlediği kira bedelidir. Piyasa faiz oranı, belli bir zaman periyodu için ödünç verilen paranın fiyatıdır.
Ülkemiz insanının piyasada bulunan belirli bir ürün veya hizmete duyduğu satın alma odaklı isteğinin; altın satın almak, gayrimenkul almak, parayı dövize çevirmek veya hisse senedi edinmek gibi eylemlerinin milli/gayri millî davranış olup olmadığı; örneğin, banka mevduatlarının ve/veya yastık altı döviz cinsinden tasarruf davranışı, gayri milli; hisse senedi edinmek milli bir davranıştır denilebilir. Talebin arzdan büyük/fazla olduğu durum arzın değerli, fiyatının yüksek olacağından “dövize olan talebin” gayri milli bir davranış olduğu, hisse senedi edinerek üretim ve hizmet sektörünü fonlamak olduğu ve arzı teşvik edeceğinden milli bir davranıştır.
Para politikası; yüksek oranlı faiz uygulamaları talebi azaltacağı düşünülebilir ancak, mamul arzını da aynı oranda azaltacağından/azalttığından ekonomiye pozitif bir fayda sağlamamakta, hatta mamul üretimini fonlayacak kaynaklar faiz gelirine yöneleceğinden, fonlanmayan/fonlanamayan bir üretimin arzı daralacağından üretim karlılığı azalacak, azalan karlılık ekonomiye olan güveni azalacağından/azaltacağından dövize olan talep artmaya devam edecek/etmekte, bu durum emperyalist emellere hizmet etmektedir.
Faiz lobisi ve siyasi muhalefetin ekonominin başına getirilmesini istediği kişi/kişilerin bu görevlere getirilmesini başarmış olması, rahmetli Turgut Özal’ın “ben; chp’nin istediği talep ettiği her ne varsa tam tersini yapmakla ülkeme en doğru hizmeti yapıyorum” söyleminin ne kadar isabetli olduğunu/doğruluğunu, dünden bu güne muhalefette millilik bakımından değişen bir şey olmadığı gerçeğini kanıtlamış, ülkemizin milli menfaatleri göz ardı edilerek siyasi çıkarım adına yürütmeye siyaseten oynanan oyun başarılmıştır.
Tanımlar ve sonuçlar bizi ülkemizde uygulanan ve/veya uygulandığı ifade edilen para politikalarının yatırıma ve arz -talebe etkisi ile ülkemiz insanının bu politikalara karşı davranışının milli olup olmadığı sorgulanmaya muhtaç ve düşündürücüdür.