SİYASETEN SÖYLENMİŞ SÖZ
Siyaset; siyaset felsefesinin amacı, insanın mutluluğunun ve yetkin yaşamının sağlanmasıdır. İnsan ancak erdemli bir yaşam sürerek mutlu olur. Erdemin temeli bilgi, yaşamsal sığınağı devlet olup, siyaset; ”insanları mutlu etme sanatı” icracıları bakımından “ insanları mutlu etme sanatçısı” denilebilir.
Fitne; karışıklık, kargaşa, geçimsizlik, huzursuzluk demek olup, icracıları bakımından; arabozucu, karıştırıcı, fitne çıkaran kimsedir.
Fesat; bir toplumda veya bir ortamda düzeni bozan, huzuru bozan veya zarar veren davranışları veya eylemleri ifade eder.
Yalan; gerçek olmayan, uydurma, asılsız, gerçeğe aykırı olarak söylenen söz.
“Siyaseten söylenmiş söz” söylemi; yalanı masumlaştırma çabası olup; siyaset ve siyaset kurumunun kirletilmesi amacına yöneliktir. Bu çabayı güdenlere ise; kültürleri fitne fesat ve yalan olmuş kişi/kişiler denilebilir.
Demokrasi; siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimi.
Liberal demokrasi; genellikle evrensel oy hakkına sahiptir, yani etnik köken, cinsiyet, mülkiyet sahipliği, ırk, yaş, cinsiyet, gelir, sosyal statü veya din gibi faktörlere bakılmaksızın tüm yetişkin vatandaşlara oy hakkı tanır.
Anti demokratik; demokrasiye aykırı olan. demektir.
Fitne fesat ve yalanı kültürleri yapmış kişi/kişilerce siyaset ve siyaset kurumunu kirletme; antidemokratik düşünce sisteminin ürünü olup, siyaset kurumuna güveni zayıflatarak ve/veya yok ederek kendi antidemokratik amaçlarına hizmet etmektedir.
İslam’da fitne; İslam dininde, sınav ve imtihan anlamına gelir. Bozguncu, şirk, bela, anarşi gibi farklı anlamalarda da sıkça kullanılır. Fitne, insanları sıkıntıya sokmak, belalara düşürmek, felaketlere sürüklemektir. Hadis-i şerifte; (Fitne uykudadır, uyandırana lanet olsun!). Aynı zamanda insanlar arasında vukua gelen ihtilaf, ihtilâl, eşkıyalık ve kavgaya da denir. Peygamber'i Allah'a kulluktan uzaklaştırıp kendi isteklerine boyun eğdirmeye kalkışmaları (el-Mâide 5/49) Müslümanlar arasında bazı bölünmelere yol açan ve insanları sıkıntılara sokan, insanları isyan etmeleri için kışkırtan ve günaha yönlendiren kişi/kişiler de fitneci olarak adlandırılır.
Fesad kavramı; Kur'an'da genel olarak, fert ve toplumun yeryüzü ve çevrenin, barış ve huzur ortamının, mal, can ve namus güvenliğinin bozulmasını ve yok olmasını, iman, ibadet, ahlâk, hak ve istikâmetten sapılmasını, şirk, küfür, nifak ve isyan olan inanç, söz, fiil ve davranışları ifade eder.
Yalan; kişinin gerçeği saklayıp, bildiğinin aksini söylemesidir. Yalan, çok çirkin bir huydur. Dinimiz İslam yalanı haram kılmış ve şiddetle yasaklamıştır. Yalanın en büyük kötülüğü; insanı, Allah(cc)'ın rızasından uzaklaştırıp cehenneme götürmesidir.
İslam dinine mensup, müslüman olduğunu ifade eden kişi ve kişilerce amaca ulaşmak için her şey mubahtır mantalitesi içinde fitne fesat ve yalan üretmesi, yalanı yüzüne vurulduğunda “siyaseten söylenmiş söz” söylemi ile yalanını masumlaştırma çabası sergilediğini görmek demokrasi ve insanlık adına üzüntü verici olmakla birlikte İslami kimlik sahiplerinin fitne fesat ve yalan kültürünü içsel sahiplenmeleri düşündürücüdür. “Amaca ulaşmak için her şey mubahtır” sloganı, batı dünyasının demokrasiden beklentisi amacı, halklarının ise kültürü olmuştur.