TARİH; DERS ALMAK İÇİN VARDIR
Tarih; geçmişteki olayları, yer, zaman ve failleri göstererek kaynaklara dayalı olarak sebep ve sonuç ilişkisi içerisinde inceleyen bilim dalı olup, tarihten alınan ders, sonuca etki ettiği oranda değerli, ders alınmamış olması ise insanlığın kaybıdır.
TRT’nin dizilerinden; Diriliş Ertuğrul; dizi, temel olarak Osmanlı Beyliği'nin kurucusu Osman Bey'in babası Ertuğrul Gazi'yi ve Kayı boyunu anlatmaktadır. -Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi; 12. yüzyılda Haçlı istilaları ile sarsılan Müslümanların birlik ve düzenini yeniden kurmaya çalışan Serhad Gazilerinden Selahaddin Eyyubi'nin yaşamını anlatıyor. - Mehmed: Fetihler Sultanı; genç Sultan Mehmed'in tahta çıkışını, Konstantiniyye'yi fethetme kararlılığını ve hem devlet içindeki düşmanlarına hem de Bizans'a karşı mücadelesini anlatıyor. - Payitaht Abdülhamid; 34. Osmanlı padişahı II. Abdülhamid'in saltanatının son 13 yılında (1896-1909) geçmektedir. - ATV’nin dizisi Kuruluş Osman; Osman Bey devlet kurma hedefi ile büyüdükçe, daha büyük düşmanlarla mücadele etmek zorunda kalacaktır. İçeride dost gibi görünen düşmanla mücadele eden Osman Bey, dışarıda Bizans ile bir mücadele içindedir.
Osmanlı tarihi kaynak yapılarak dizilere konu edilmesi; dizilerde; bu milletin atalarının “İnsan yaşat ki, Devlet yaşasın” felsefesi ile Devleti devlet yapan, kimsesizlerin kimsesi olması ve mert kişiliklerini, yönetsel kararları toy’larda nasıl aldıklarının (Toy; “İslamiyet öncesinde Türk devletlerinde devlet işlerinin görüşülüp ve tartışıldığı aynı zamanda yasama, yürütme ve yargı yetkisini kullanan meclistir”.) anlatılması ile bu milletin atalarının hangi zorluklara göğüs gerdiğini, içerden ve dışarıdan hangi yıkıcı faaliyete, hangi fitne fesatlara, hangi kışkırtıcı söylem ve eylemlere ve oyunlara karşı mücadelesini anlatması bakımından önemlidir.
Cumhuriyet tarihinde; 1938-1950 yılları arası gücü elinde bulunduran fiilen tek adam yönetimli egemen güç, 1950 sonrası egemenliği millete bırakma zorunda kalması yani yönetsel iradenin şaibesiz özgür seçilmiş milletvekillerinin oluşturduğu meclise geçmesi, azınlık/elit/antidemokrat iradenin millet iradesi ile yönetimden uzaklaştırılması ile içerden ve dışarıdan yıkıcı faaliyet, fitne fesat, kışkırtıcı söylem ve eylem ile kirli oyunlar, cumhuriyet öncesinde olduğu gibi sahneye konulmuş, bu kirli oyunların merkezinde ise; içerde egemen güç olmak için her şey mubahtır ideolojisi Saikleri ile saiklerin maddi güç olma arzusu, dışarda; emperyalizm ideolojisi ile içerideki maddi güç olma arzusu içindeki taşeronlarının sergilediği/sahnelediği senaryo olup; Cumhuriyet Türkiye’sinin egemen milletine ve milletin iradesine yapılanların, geçmişimiz Osmanlı’ya yapılanlar ile bire bir ve/veya benzerlik göstermesi, dün olduğu gibi bugün de eğitim öğretim faaliyetlerinin MİLLİ düşünce sistemi insanı yetiştiremediğimiz sonucunu doğurmuştur. Örneğin; Cumhuriyet Türkiye’si gençliğinin sağ sol adı altında bölünerek çatıştırılması, devsol,dhkpc,mlkpç,vs gibi sol fraksiyon içinde sözde sosyalizm adına “Maocu, Leninci” olarak terörist işlem ve eylem yapanların içinde yer alıp 1979 yılında kendi ırkçı pkk terör örgütünü kurup yüzyıllardır birlikte yaşadığı topluma sırtını dönerek dış odakların (ABD-AB) uşaklığını, taşeronluğunu yapıp birlikte yaşadığı toplumla çatışması, yakın geçmişimizdeki gezi olayları, ülkemiz okulları ile okullarda ki eğitim öğretim sunucularının maaşları dahil bütün masrafları ülke insanımızdan toplanan vergiler ile karşılanırken bu okullarda okuyup hayata atılan her meslek grubu insanından bu millete kayıtsız şartsız hizmet etmesi beklenirken ekonomik ve taşra hizmet yeri gibi gerekçeler üreterek büyük şehirlerde ve/veya dış ülkelerde çalışma isteğinin varlığı, milli olmayan eğitim öğretim müfredatının ürettiği gayri milli düşünce sistemidir. İnsanlık; tarih boyu milli ve gayri milli düşünce sisteminin çatışmalarına tanık olmuş, milletler; eğitim öğretim sistemlerini milli yapabildiği ölçüde çatışmaları önleyebilmiş ve taşeronlukların önüne geçebilmiştir. Örneğin; Japonya ve halkları gibi.
Söz konusu dizileri izlerken bugünün Türkiye’si ve Cumhurbaşkanımıza karşı yapılan söylem ve eylemlerin; Ülkemizin; sağlık, okullaşma, sanayi, alt/üst yapı, uluslararası dış ticaret (vs), savunma sanayi, kalkınma ile bağımsızlığı konularında başardıklarını, aşağılık komplekslerine meze yapanlar, Sn Cumhurbaşkanımızın söylem ve eylemleri ile ülkemiz atanmışlarının eylemlerinin hangi oranda örtüştüğünü ve/veya Sn Cumhurbaşkanımızın beklentilerine atanmışların hangi ölçüde cevap verdiği, verebildiği, cevap verirken sonuçları itibari ile hangi amaçlara hizmet edildiği ile yürütmenin millet menfaatine tasarlamış olduğu bir eylemin, atanmışların ürettiği verilere dayalı yapıldığı düşünüldüğünde, oluşan mağduriyetlerin kaynağının atanmışlar ve konu ile ilgili STK’ların ürettiği veriler olduğu bir gerçekliktir. (Örneğin; emekli ücretlerini ve emeklilik sistemini içinden çıkılamayacak kadar sorunlu hale getirilmesi, aynı yıl hizmeti olan işçi emeklisi ile memur emeklisinin tazminat dahil emekli maaşlarındaki adaletsizliği, (çalışırken işçi maaşı daha düşük iken emekli maaşının yüksek olması, çalışırken memurun maaşı yüksek iken emekli maaşının çalışırken aldığı maaşın ½ oranında düşük alması gibi garipliklerin mimarı atanmışlardır), memurun 3600 ek gösterge garabeti, hukuk unsurlarının (hakim, savcı, avukat) her mahallede en az elli yüz kişinin mahkeme salonlarına taşınması, milli iradenin okullaşma üst yapısının iyileşmesi konusunda her maliyeti karşılarken atanmışların ürettiği ezberci müfredat milli düşünen sorgulayan, inançlı insan değil materyalist düşünce sistemi insanı üretmesi sonucunu doğurmuş, emeksiz çok ücret alma arzusu gelişmiş, ülkemizde meslek erbabı ara elemanın yetersizliği varken ofiste memur ve/veya özel sektörde beyaz yaka görevlerini yapabilmekten hatta pazarda pazarcılık, inşaatta amelelik, sokakta evde temizlik vs gibi işleri yapabilmekten aciz donanımsız üniversite bitirmiş insan üretilmiş, üretilmeye devam edilmektedir. ( gelişmiş ülkelerde okullaşma %70 düzeyinde mesleki iken %30 oranında akademik, Ülkemizde bu oranlar tam tersi yöndedir), faiz lobisinin atanmış uzantılarının faiz oranlarının artırması ile üretici sektörde finans maliyetini artırdığından üretilen mamul fiyatlarının artmasına, artan faiz oranlarından kaynaklı kredi talebinin azalması ile kredinin kullanılamaz hale gelmesi, talep daralması gibi işlem ve eylemlerin karar alıcı pozisyonlarda olan atanmışların başarısı, millet iradesinin vücut bulduğu siyaset kurumuna güvensizliği, ümitsizliği körüklemekte; siyaset kurumunun başarılı şahsiyetlerine karşı vatandaş memnuniyetsizliği oluşturmakta vs. gibi gerçekler; Cumhuriyet tarihinin gerçekleri ile Osmanlı tarihimizin gerçeklerinin örtüştüğünü bu ülkenin derdi ile dertlenen kişilerin görebiliyor olması, kişinin; milli düşünce sistemi içinde olup olmadığının testi niteliğindedir. Öz Eleştiri; İnsan davranışlarının sigortasıdır.