Yine takıldım gazetenin bulmacasına…
Koymuşlar evde gazeteyi gözümün önüne,sehpanın üzerine…En üstte de bulmaca eki…
Sanki bana meydan okuyor…
Meydan okunmasına da hiç tahammülüm yoktur,hemen karşılık veririm…
Aldım,beş dakkada sonuna kadar geldim..
Halbuki bulmacaları hiç sevmem…
Çözüyorsun da ne oluyor?..Neyi kanıtlıyorsun?..Bilgili olduğunu mu?..
Bilgiliysen,bilgini kendine sakla!..
İnsan kendine bile bilgiçlik taslamamalı…
Bulmacalar genellikle aptal tuzağıdır.Hep kolay şeyler sorarlar.Bilin de,kendinizi bilgili,kültürlü,önemli biri sanın diye..
Şu soruya bakar mısınız Allahaşkına?…
“Su sesi…”
Bunu bilmeyecek ne var?..Su sesi : Şırıl…
— Ne dedin Hüsnü?..
— Sana demedim…İnsanların zekalarıyla alay ediyor bunlar..
— Ne soruyolar?
— Su sesi…
— Kaç harfli?
— Beş harfli.
— Şırıl’dır..
— Şırıldır tabi,başka ne olacak?…Yok…Şırıl olmuyor…
— Nasıl olmuyo?..Beş harfli demedin mi?
— Evet ama olmuyor işte..Ben de şırıl biliyordum,demek ki değilmiş..
— Beş harfli mi dedin?
— Evet..
— Yukardan aşağı mı,soldan sağa mı?
— Ne farkeder Necmiye,su sesi işte..
— Hayır yani,yukardan aşağı musluktan akan suyun sesi mi,soldan sağa akan dere suyu mu?.İkisi farklı farklı ses çıkarır,ondan dedim..
— Öyle bişey yazmıyor,su sesi diyor..
— Lıkır’ı bi dene bakayım olacak mı?
— Lıkır mı?..
— Evet..Suyu lıkır lıkır içersin ya…
— Bakayım oluyor muuu?..Hayır,olmuyor,başka bişey olacak..
— Olması lazım Hüsnü..Lıkır beş harfli işte..
— Olmuyo Necmiye,baktım,olmuyo..
— Gulüp’tür o zaman..
— Kulüp mü??
— Kulüp değil,gulüp…Şişeden su içerken “gulüp..gulüp..gulüp” diye ses çıkar ya…
Şişeden su içerken çıkan ses diye mi soruyo?
— Hayır,sadece “Su sesi” diyor..
— Gürül’dür o zaman..Gürül gürül akar ya su?..
— Yok..Gürül de olmuyor…
— Olmuyorsa boşver Hüsnü,bulmak zorunda mısın?.
— Hayır canım,ne münasebet,mecbur değilim elbet..Ama su sesi ne olabilir ki?..
Torunum Ayşe geldi yanımıza…
— Babaanne n’apıyosunuz?
— Deden bulmaca çözüyor da kızım,bi soruda takıldı..
— Bişeye takılmadım Necmiye..Şunu bulayım,bırakacağım zaten..Hiç sevmem bulmacaları…
— Soru ne dedecim?
— Su sesi.
— Kaç harfli?
— Beş harfli.
— İçme suyu mu,musluk suyu mu?
— Kızım,ne farkeder??
— Ama dede,içme suyu daha temizdir,başka türlü ses çıkarır.Oysa ki musluk suyunun
içinde bisürü mikrop,bakteri falan olduğu için,o mikropların,bakterilerin sesleri de su
sesine karışır,başka türlü ses çıkar..
— Mikroplarla,bakteriler ses mi çıkarıyorlar?
— Çıkarmıyorlar mı?
— Okuyorsunuz ama nerenizle okuyorsunuz bilmiyorum ki…
Sonra oğlumla karısı işten geldiler..
— Hayırdır baba,bulmaca mı çözüyorsun?..Hani sen sevmezdin bulmacaları?
— Yok yahu,koymuşsunuz bulmacayı gözümün önüne…Bitirmeden bırakırsam kafama takılır
diye..
— Soru ne?
— Su sesi..
— “Haşşşşş!..”
— Noluyo oğlum???
— Su sesi demedin mi?..Su sesi : “Haşşşşş…”
— Oğlum,haşşş diye su sesi mi olur,saçmalama..
— Bi bakıver Hüsnü?..Belki de haşş’tır..
— Allah Allaaah…Yahu,haşşş diye su sesi mi olur?..
— Valla sen bilirsin baba ama hamamda haşşş diye dökünüp de yıkanıyo insanlar..
— Tövbe tövbeee..Olmuyo işte,haşş değil..Hem haş kaç harfli ki?
Sonra gelinim dahil oldu..
— “Pıtpıt” olmasın baba?
— Pıtpıt mı??
— Dün mutfağın musluğu damlatıyordu pıt pıt diye,ordan aklıma geldi..
— Pıt pıt olmaz kızım,pıt pıt altı harfli..Bize beş harfli su sesi lazım..
— “Fışır” ı bi deneyin babacım,oluyo mu acaba?
— Fışır ne kızım??
— Ay Hüsnü,sen de hemen herşeye karşı çıkma!..Bi bak,belki de fışır’dır..Fışır,fışkıran suyun sesi mi kızım?
— Evet annecim..
— Fışır oldu mu Hüsnü?
— Olmadı..Fışır değil,başka bişey olacak..
— Benim karnım acıktı!.
— Tamam kızım,şu su sesini bulalım da bi…
— Baba,Şakır’ı denesene..
— Şakır mı??
— Yağmur yağar ya şakır şakır?..
— Bak o olabilir,hem beş harfli..
— Kesin şakır’dır..
— Şakır değil,olmuyor…
— “Cılop” u dene Hüsnü?..Suya taş atarsın,cılop diye ses çıkar ya?..
— Clop dört harfli Necmiye..
— Nasıl dört harfli?..C..ı..l..o..p…Beş harfli.
— Necmiye,söylerken beş harfli de,yazarken dört harfli..
— O zaman sen de yazma,söyle!.
— Kime söyleyeceğim?
— Gazetenin telefon numarası yok mu orda,ara,söyle..
— Saçmalama Necmiye…
— Allah Allah,nedir acaba su sesi?..
— Su sesi..Su sesi..Su sesi..Su sesi?…
— Su sesi..Su sesi..Su sesi..Su sesi?..
— Su sesi..Su sesi..Su sesi..Su sesi..Su sesi?…
— Anne,karnım acıktııı!..
— Kızım sabret azıcık,şu su sesini bulalım hele?.Su sesi..Su sesi?..
— Su sesi..Su sesi..Su sesi?…
— Anne yaaa?…
— Kızım sen kızı mutfağa götür,yedir bişeyler,biz buluruz su sesini..
— Tamam anne…
— Su sesi..Su sesi..Su sesi..Su sesi?…
— Şıkır!.
— Şokur!.
— Fokur!
— Haşırt!
— Şorrrr!
— Şarrrr!..
— Yürüyün mutfağa gidiyoruz,suyun sesini yerinde dinleyip öğreneceğiz…
Mutfağa gittik,mutfaktaki musluğu açtık,kafalarımızı yaklaştırdık,kulak kesildik,suyun nasıl
ses çıkardığını bizzat suyun kendisinden öğrenmeye çalıştık..
— Tırrrrrrr!..
— Oğlum,tırrr diye su sesi olmaz..Su evye’ye çarpıyor da o ses çıkıyor,hele biraz aksın bakalım..
— Açayım mı biraz daha musluğu Hüsnü?
— Aç bakalım..
— Şırrrrr!
— Şurrrr!
— Şorrrr!
— Beş harfli olacak ha!..Beş harften fazla olan sesleri dikkate almayın…
— Böyle olmuyo baba,su lavaboya çarpıyo,hangisi su sesi,hangisi lavabo sesi anlaşılmıyo..
— Ne yapıcaz peki?
— Sürahiden,süngerin üzerine boşaltalım suyu,daha sessiz olur,suyun gerçek sesini
duyabiliriz..
— İyi fikir..Necmiye,doldur sürahiyi..Kızım ver ordan süngeri…
Süngeri evyenin içine koyduk,yukardan sürahiyle süngerin ortasına suyu azar azar döktük, “Ssssss” diye bi ses çıktı..
Trabzonda yaşayan abimi aradım,su sesini ona sordum..Köyde yaşadığı için orda her türlü su var..Irmak,dere,çay,kuyu,köy çeşmesi,yalak…Ondan da bi sonuç çıkmadı..
Sabaha karşı üçe kadar oraya uygun bir su sesi bulmaya çalıştık,bulamadık..
Yattık ama beni uyku tutmadı,şırıl,mırıl,foşurt,fışırt diye diye sabahı ettim…
Sabah olunca koştum bakkala,su sesinin ne olduğunu öğrenmek için ertesi günkü
gazeteyi aldım…
Açtım,bulmacanın cevaplarına baktım,su sesi “Şırıl” mış…Halbu ki biz şırıl’ı bulmuştuk ama onunla bağlantılı bir sorunun cevabını yanlış yazmışım,o yüzden şırıl’ı oraya
yerleştirememişiz…
Hiç sevmem bulmacaları da..
Meydan okunmasına dayanamıyorum,ondan….