Şubat Soğuğunda Düşüncenin Derinliği (Kova burcu)
Şubat ayında doğanların, diğerlerinden daha fazla düşündüğü söylenebilir. Bu, doğdukları mevsimin getirdiği bir zorunluluktur. Kışın en sert günlerinde dünyaya gelen bir bebeğin, doğduğu an itibarıyla çevresindeki soğukluk ve ciddiyetle karşılaşması, onun düşünsel sürecini şekillendiren ilk etkenlerden biridir.
Patavatsızlık ve Umursamazlık
Şubat ayı, insanları sert ve pratik olmaya iter. Kışın soğuk yüzü, insanları hem giyim kuşama hem de konuşmalarına karşı kayıtsız yapar. Yüzler asıktır, ruhlar daralmıştır. Doğal olarak, bu atmosfer içinde doğan bireyler, dış görünüşe değil, iç dünyalarına yönelirler. Bu yönelim, onların patavatsız olarak algılanmasına neden olabilir; çünkü düşünceleri süzgeçten geçirmeden doğrudan ifade etme eğilimindedirler.
Düşüncenin Zamanla İlgisi
Genellikle düşünmenin ileri yaşların bir özelliği olduğu sanılır. Oysa insan, doğduğu andan itibaren düşünmeye başlar. Çevresel faktörler, bu süreci hızlandırabilir, yavaşlatabilir ya da tamamen yok edebilir. Şubat ayında doğanlar için düşünmek, bir lüks değil, bir zorunluluktur. Soğuk, yalnızlık ve insan ilişkilerindeki mesafeli tutum, onların zihinsel derinliğini artırır.
Kadınlar Neden Daha Fazla Düşünür?
Kadınların erkeklerden daha fazla düşündüğü gerçeği, biyolojik veya sosyolojik bir rastlantı değildir. Kadın, doğası gereği detaycı ve analitik düşünmeye meyillidir. Onlara mükemmel bir hayat sunsanız bile, onlar kendi iç dünyalarında yeni bir gerçeklik inşa ederler. Bu, günümüzde "metaverse" olarak adlandırılan sanal gerçeklik kavramının, aslında insanın iç dünyasında var olan bir mekanizma olduğunu gösterir.
Gücün Gerçek Sahibi: Düşünen Kişi
Toplum, genellikle gücün fiziksel ve maddi unsurlarla ölçüldüğünü düşünse de, asıl güç, düşünme yeteneğini elinde bulunduran kişinindir. Kadınlar, erkeklerden daha fazla düşünme alanına sahip olduklarından, ipleri ellerinde tutmaya yatkındırlar. Zira düşünen kişi, yöneten kişidir.
Sonuç: Şubat’ın Mirası
Şubat ayında doğan bireyler, doğanın onlara sunduğu sert koşullarla birlikte, düşünmeye ve analiz etmeye mecbur bırakılmışlardır. Onlar, dünyanın yüzeyinde gezinenlerden değil, derinliklerinde yol alanlardandır. Bu yüzden, şubat soğuğunda doğanların düşünceleri de soğuk ama keskin, sert ama gerçekçidir.
