… Şükür, nimeti artırır
. RIZIK MESELESİ ...
Rızık
Para: Rızkın En alt derecesidir.
Sıhhat: Rızkın en üst derecesidir.
Salih çocuklar: Rızkın en iyi çeşididir.
Ancak Allah'ın rızası Rızkın tamamıdır.
. RIZIK ALLAHIN TEMİNATI ALTINDADIR ...
Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size, çirkinliği ve hayâsızlığı emreder.
Allah ise size kendi katından mağfiret ve bol nimet vadediyor.
Şüphesiz Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir. BAKARA 268
. HER CANLININ RIZKINI, ALLAH VERİR – KİME NE KADAR VERECEĞİNE, O KARAR VERİR ...
Yeryüzünde hareket eden hiçbir canlı yoktur ki rızkı Allah'a bağlı olmasın. Ayrıca O, her canlının bulunduğu yeri ve sonunda bırakılacağı mekânı bilir. Bütün bunlar apaçık bir kitapta yer almış bulunmaktadır. HUD 6
"Yeryüzünde yürüyen ve kendi rızkını yüklenemeyen nice canlının ve sizin rızkınızı Allah verir." Ankebut, 29/60
"Şüphesiz ki rızık veren, mutlak kudret ve kuvvet sahibi olan ancak Allah'tır." Zâriyat, 51/58
Görmüyorlar mı ki, Allah, dilediğine rızkı yayıp-genişletir ve kısar da. Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için gerçekten ayetler vardır. Rum 37
. HERKESE ÇALIŞTIĞININ KARŞILIĞI VAR – VAZİFENİ YAP VE SONRA ALLAH’A TESLİM OL ...
“İnsanlar için ancak emeğinin karşılığı vardır.” Necm, 53/39
VE ASLA UNUTMA FİNAL DAİMA ALLAH’INDIR.
. KİMSE KİMSENİN RIZKINI ALAMAZ – NASİBİNE İNAN VE RAZI OL ...
Allah kiminize kiminizden daha fazla rızık verdi. Ama kendilerine fazla verilenler,rızıklarını ellerinin altındakilerle paylaşıp da onları bu hususta kendileriyle eşit hale getirmeye yanaşmıyorlar. Peki onlar Allah’ın nimetini inkâr etmiş olmuyorlar mı? Nahl 71
. ŞÜKÜR, NİMETİ ARTIRIR – SABRETMEYİ BİL – (ZENGİNLİĞİN VE BEREKETİN KAYNAĞI) ...
Rabbi onu ikram ve nimetlerle imtihan ederse Rabbim bana ikramda bulundu der; rızkını daraltmakla imtihan ederse Rabbim beni aşağıladı der. Hayır, asla! Siz yetimlere ikramda bulunuyor musunuz, muhtaçları doyurma yolları arıyor musunuz? Aksine mirası yığıp yığıp yiyorsunuz, serveti her şeyden daha çok seviyorsunuz' Fecr 10-20
. OL DER VE OLUR ...
"Kim Allah'a karşı takvalı olursa, Allah ona bir çıkış yolu yaratır ve onu hiç ummadığı yerden rızıklandırır" (Talak 2-3).
“Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona sıkıntıdan çıkış kapıları açar. Onu hiç ummadığı yerlerden rızıklandırır. Allah’a dayanıp güvenene Allah kâfidir. Allah buyruğunu elbette yerine getirir. Gerçekten Allah her şey için bir ölçü, her iş için bir vâde belirlemiştir.” Talak, 65/3
“Ey iman edenler! Siz Allah’ı sayar, haramlardan sakınırsanız, Allah size hakkı batıldan ayırdedecek bir anlayış kuvveti verir, sizin günahlarınızı örter, sizi affeder. Allah büyük lütuf sahibidir.” Enfal, 8/29
. RIZKI DOĞRU YERDE ARA ...
"Siz yalnızca Allah'tan başka birtakım putlara tapıyor ve birtakım yalanlar uyduruyorsunuz. Gerçek şu ki, sizin Allah'tan başka taptıklarınız, size rızık vermeye güç yetiremezler; öyleyse rızkı Allah'ın Katında arayın, O'na kulluk edin ve O'na şükredin. Siz O'na döndürüleceksiniz." Ankebut 17
. ZEKÂT VE SADAKA MALI TEMİZLER VE BEREKETLEİRİR, ARTIRIR ...
. RIZIK AYETLERİNDEN ...
. RIZIK MESELESİNE NASIL BAKIYORUZ?
. ASLA RIZIK ENDİŞESİ DUYMA ...
Hepimizi yoktan var eden yüce Allah,hayatımızı devam ettirebilmemiz için İhtiyacımız olan rızkı da yaratmıştır.
“Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın” Hûd, 11/6
buyuran Rabbimiz rızkı dağıtırken,herhangi bir ayırımyapmamaktadır. Rızıklarını temin edemeyen nice varlıkların rızkını verdiğinisöyleyen Rahmân, bizim rızkımızın da kendisine ait olduğu garantisini açık birşekilde vermektedir (Ankebût,29/60)
Yine ‘rızık endişesiyle çocuklarınızın canına kıymayın’ uyarısında bulunan Rabbimiz, onların rızkının kendine ait olduğunu hatırlatmaktadır (En’âm, 6/151)
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) de rızık konusunda Allah’a mutlaka güvenmemiz gerektiğini şu cümlelerle öğütlemektedir:
“Başlarınız hareket ettiği müddetçe (yani yaşadığınız sürece) rızıktan ümitsiz olmayınız. Çünkü annesi doğurduğunda, çocuğunun üstünde hiçbir elbisesi yoktur. Sonra Allah onu rızıklandırır.”(İbn Mâce, “Zühd” 14)
Rezzâk olan Allah bir taraftan rızık konusunda inanan inanmayan herkese teminat verirken, öte yandan bu rızkı kime ne kadar vereceğini ancak kendisinin bildiğini hatırlatmaktadır.
Rızkın sahibi dilediğine bol bol vereceğini, dilediğinden de kısacağını söylerken inançlı insanlar için bunda büyük ibretler olduğunu eklemektedir (Rûm, 30/37).
Ancak bu noktada şu hususa dikkat etmeliyiz. Rızık konusunda Allah’a olan sonsuz güvenimiz, bizi çalışmadan tembel tembel oturmaya sevk etmemelidir.
Burada Allah Resûlü’nün bize ışık tutacak bir öğüdünü hatırlatmamız yerinde olacaktır.
Şöyle buyuruyor rahmet Peygamberi: “Eğer siz gereği gibi Allah’a güvenip tevekkül etmiş olsaydınız, tıpkı sabahleyinkursakları boş olarak çıkıp akşam dolu olarak dönen kuşları rızıklandırdığı gibi sizleri de rızıklandırırdı.” (Tirmizî,“Zühd”, 33)
Allah’ın dilediğine bol, dilediğine az rızık vermesinin bizim için ibret verici birçok yönü vardır.
Rızkı bol olanlarımızın verilecek daha çok hesabı olduğu gibi, ele aldığımız âyette de ifade buyrulduğu gibi onları bekleyen bir “şımarma”tehlikesi de söz konusudur.
Diğer taraftan sabredemeyip Allah’ın rahmetinden ümitlerini kesme ihtimalinden dolayı da fakir olanlarımızı bekleyen bir tehlike vardır.
Her iki durumun birer imtihan olmasının anlamı da budur.
Hiç kuşkusuz her iki durumun da ilâhî hikmetleri vardır.
Diğer yandan rızkın genişliği veya darlığının inançlı veya inançsız olmamızla da doğrudan bir alakası yoktur. Kârun’u hatırlayalım. Geçici dünya hayatını tercih edenler onun göz dolduran zenginliğini gördüklerinde ‘keşke Kârun’a verilen bize de verilmiş olsaydı!’ demişlerdi (Kasas, 28/79)ama aşırı zenginliğin şımarttığı Kârun ilâhî gazaba uğradıktan sonra Allah’ın, kullarından dilediğine rızkını bol verdiğini dilediğine de az verdiğini anlayabilmişlerdi (Kasas, 28/82).
Şu halde mümine de kâfire de rızkı veren Allah olduğuna göre bir kısım inkârcıların aşırı zenginlikleri bizleri aldatmamalıdır.
“İnkâr edenlerin diyar diyar gezip refah içinde dolaşması sakın seni aldatmasın”(Âl-i İmrân, 3/196)
buyuran Rabbimiz,elçisinin şahsında hepimizi, zenginliğin aldatıcı ve aynı zamanda göreceli cazibesikarşısında dimdik durmaya davet etmektedir.
Her şeyden önce zenginliğin de fakirliğinde ilâhî imtihanın birer parçası olduğu inancını asla kaybetmemeliyiz.
Sahipolduğumuz rızkı ahiret kazancına dönüştürmeye çalışmalı, onun bizi şımartmasınaizin vermemeliyiz. Sahip olamadıklarımızdan ötürü de Rabbimize bağlılığımızı veO’nun Rahmetine olan güvenimizi yitirmemeliyiz.Mahmut DEMİR
. İNSANLAR BEŞE AYRILIR ...
İnsanlar rızkı kazanmada inanç yönünden beşe ayrılır:
1- Rızkın yalnız çalışmaktan geldiğine inanır. (Kâfirler)
2- Rızkın hem Allah’tan hem de çalışmaktan geldiğini sanır. (Müşrikler)
3- Rızkın Allah’tan geldiğini bilir; ama rızkı verir mi vermez mi endişe
içindedir. (Münafıklar)
4- Rızkın Allahü teâlâdan geldiğine inanır ama
çalışırken Allah’a asi olur. (Fasıklar)
5- Rızkın Allah’tan geldiğine ve çalışmanın, sebebe
yapışmak olduğuna inanır. Çalışırken, Allahü teâlâya asi olmaz, haram işlemez.
(Salih müminler)
(Allah’tan korkun, istediğiniz şeylere kavuşmak için, iyi sebeplere yapışın. Kötü sebeplere yanaşmayın! Hiç kimse, takdir edilen rızkına kavuşmadıkça ölmez.)
. MADDİ MANEVİ ZENGİNLİK – BAŞARI- KAZANÇ YOLLAR ...
Her şeyden önce elinden gelen her gayreti- planlamayı yap
Çok çalış
Bilgini artır,
Donanımını geliştir.
Aşılabilir, küçük hedefler geliştir.
Ve her hedefi, bir sonrakine merdiven yap.
Ve tek tek, başara başara çık o merdivenlerden.
Dua et
Şükret
Paylaşmayı bil
Bölüş
Zekâtını ver
Sadaka ver
Borç ver
Rızkın Allah’ın teminatı altında olduğunu bil
“Allah’a tevekkül ettim.” (Hûd,11/56) de
Herkesin rızkını sadece ve sadece onun verdiğini,
O, neyi takdir ettiyse, ona ulaşabilmen için, vesileler oluşturduğunu asla unutma.
O, nasip ettiyse kimsenin engel olamayacağını
O, nasip etmediyse, kimsenin yardımcı olamayacağını- hiç unutma
Allah’a güven
Teslim ol, O’na
Bilinen, fakat çoğunlukla idrak edilmeyen bir gerçek de;
“Allah-u Zülcelal’in rızıklara kefil olduğudur”.
Ve rızık endişesi duyma.
Bu sana, Allah’a güveni, rızık için kimseye boyun eğmemeyi, asaleti, emektarlığı, beklentilerine hâkim olmayı öğretir.
Ve seni özgürleştirir.
Nezaketten ayrılma – karşındakinin hukukuna saygılı ol – ama kimseden rızık – sana kazandıracağını bekleme – kimseye rızık için eyvallahın olmasın.
Olmasın çünkü;
Senin rızkının bir gramına bile, hiçbir şeyin- bütün âlem bir araya gelse- engel olamayacağına-
Senin olmayan rızkı da sana hiçbir şeyin – bütün âlem bir araya gelse veremeyeceğine tüm kalbinle inan.
Çalışmanla doğru orantılı olan – asgari rızkının Allah’ın taahhüdü olduğunu asla unutma.
‘Helâl olsun, haram olsun;herkes kendi rızkını yer.
Bir insanın kendi rızkını yememesi veya başkasının onun rızkını yemesi tasavvur edilemez. Allah Teâlâ’nın,bir mahlûk için tayin ettiği şeyi, başkasının yemesi imkânsızdır.
Ancak bunla sınırlı olmadığını – Allah’ın lütfunun sonsuz olduğunu
Onun rızasını kazanmak için – göstereceğimiz gayretimize karşılık
En az 1’e 10 dan- 1’ e 700 ve çok daha fazla ikramda bulunabileceğini
Asla ve asla unutma.
Peygamberimiz
(sav)in tarif ettiği bir psikolojik- nefsi hastalık olarak; biliyoruz ki,şeytan insanı en çok yoksul kalmakla korkutur.
Türlü vesveselerle rızık endişesine düşürdüğü insanı, durmadan dünya için çalıştırır, durmadan mal toplatır.
Kimi zaman onu cimri yapar, kimi zaman hırsızlık belasına bulaştırır.
Kimi zamansa, o’nun imanına vurur,isyan ettirir.
Dolayısıyla;
Bütün zamanını ve
emeğini;
hiç’e – bedene – dünyaya- yatırım yapma,
Sonsuza – ruha- cennete –
Allah’ın rızasına yatırım yap.
erolyazıcı / ABBEYT ♥️