SÜMÜKLÜ ANAKONDA: FETÖ ( 3 )

Ama ne var ki / ne mutlu ki, baş-orta-kıç anakondalar bunca hesap ve kitap içinde devâsa bir “şeyi: Allah’ı” hesâba katmayı unuttular!

 

Allah müsâade etmeyecek ya işte; mukadder son onların plânladığı gibi olmadı!

 

Mealen "Siz tuzaklarınızı kurun, ben de kuruyorum. Görün bakalım tuzak kurmak nasılmış!" diyor ya hani Yüce Allah: Kaçan, görevden atılan, hapse giren ve hâlâ gizlenen anakonda yavrularının Kamudaki istihdam sayısına, makam ve rütbelerine bakıldığında; en fazla 3 yıl içinde DARBE YAPMADAN Kamuyu, KAMU HÂKİMİYETİ NEZDİNDE TÜRKİYE’Yİ VE TÜRK MİLLETİ’NİN İSTİKBAL VE İSİKLÂLİNİ tamamen ele geçireceği açıkça belli olan bu anakondanın, TÂRİHÎ MİSYONU DEVÂM EDECEK OLAN TÜRK MİLLETİ ve DEVLETİ'ni bir oldubitti ile ele geçirmesine ve Ülke’ye çöreklenmesine müsâade etmedi.

 

Dişleri ve tırnakları sökülmüş ve bitkisel hayata sokulmuş bir aslanın son çırpınışı ya da tek gözü açık şekilde uyuyor numarası yapan aslanın harekete geçmesi gibi, “Devlet baba”nın çağrısıyla; Öldü bitti, adam olmaz!” denilen vatan evlâtlarının meydanlara inmesi sonucu FETÖ anakondasının bu kalkışması başarısız olmuş, bu Ülke ve bu Millet büyük bir bâdire atlatmış oldu.

 

Aslında Devlet ve Millet’in kılcal damarlarına kadar işlemiş, DEVLET’TE STATÜ VE MİLLET’TE ÎTİBÂR KAZANMIŞ OLAN bu anakondayı tepelemenin artık belki de tek yolu kalmıştı:

 

Ölü ya da gâfil görüntüsü verip DARBE İÇİN KIŞLADAN VE DİĞER BİLUMUM İNLERİNDEN ÇIKIP SAHAYA İNMELERİNE MÜSÂADE ETMEK VE ONLARI SUÇ ÜSTÜNDE YAKALAMAK!

 

Aksi takdirde, darbe plânından haberdâr olan Devlet’in: Konuşma, müzâkere etme, plânlama, tasarım ve görev dağılımı aşamasındaki bu darbe niyetini suç saymak sûretiyle darbeci adaylarını tutuklaması ve görevden atması en yanlış yöntemdi.

 

Suç kastı niyet aşamasındayken anakondacıkları tutuklaması ve görevden atması hâlinde; suç işleme niyeti ve plânı, ulusal ve uluslararası hukukta suç sayılmayacağından, anakondacıklar kısa sürede görevlerine dönecekler, kaldıkları yerden işlerine devâm edecekler, bir daha ASLÂ bu suçla yargılanamayacaklar; eksik ve gediklerini tamamladıktan sonra darbe yapıp kerevete çıkacaklardı.

 

Devlet, bütün plânı belki de “suçüstü yakalama” üzerine kurdu kurmasına da; bu Türk askeri kostümlü anakondacıkların en az 250 kişinin şehîd olmasına ve 5.000 kişinin yaralanmasına neden olacak şekilde bu kadar şerefsizleşeceğini, âdîleşeceğini ve acımasızlaşacağını hesâp edemedi.

 

Târih boyunca dehşetle anılacak sonuçları olacak olan, ancak başarılı olmadığı için Millet’in bile hâlâ tehlikesinin farkında olmadığı bu kalkışma, sıradan bir yeniçeri ayaklanması ve kazan kaldırma harekâtı değildir.

 

15 Temmuz 2016; alelâde, sıradan, unutulacak ve bir nefeste geçiştirilecek bir gün değildir:

    *Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetimi ve âkıbeti üzerine hesapları olanların yeniden düşünmesi için bir mîlâddır.

     *Dînî, siyâsî, ictimâî ve iktisâdî açıdan kırım ve yıkım başlangıcı için bir mîlâddır!

     *29 Mayıs 1453 gibi bir gün, 18 Mart 1915 gibi bir gün, 19 Mayıs 1919 gibi bir gün, 30 Ağustos 1922 gibi bir gündür!

     *İstiklâl Marşı dengi şiirlerin yazılmasını hak eden bir gündür!

     *Devlet’i en az 400 milyar USD borca sokan, sâkin ekonomi şartları altında borçlanan Millet’in şahsî borcunu en az 3 katına çıkartan, Millet’e savaş ekonomisi yaşatan süreci başlatan bir gündür.

 

Millet’in âşinâ olduğu ve AK Parti’nin iktidâra gelmesiyle cephe kaybeden, her fırsatta baş gösteren ve İktidâra çelme takan batıcıların değil de “milletten biri kılıklı” anakonda ve anakondacıkların bu kalkışma-darbe girişimi, Millet’te çok büyük bir şaşkınlık ve hayal kırıklığı yarattı.

 

FETÖ organizasyonu ve “FETÖİSTLİK: FETÖ severlik, FETÖ taraftarlığı”; Türkiye’de maddî ve mânevî alanda, onulmaz bir yara açtı ve tâmir kabul etmez bir kırılma yaşattı.

 

FETÖ anakondası; Türk Milleti’nin zekâ seviyesi ortalamanın çok üstünde olan en az iki neslini çaldığı ve heder ettiği gibi, gelecek en az iki neslini daha Devlet’in tedirgin olduğu “mimli vatandaş” durumuna düşürdü.

 

FETÖ’nün takkeli tesbihli, badem bıyıklı bıyıksız ve eli kalemli dili kelâmlı sivil yılanları dilediği şekilde ticâretini yaptı ve semirdikçe semirdi.

 

Kamuda görev yapan kravatlı ve takım elbiseli, apoletli ve apoletsiz FETÖ yılanları ise, aynı şekilde koynunda beslendiği Devletten=Türk Milleti’nden her ay düzenli maaş alıp bu toprakların her türlü statü ve konforundan aksırıncaya ve tıksırıncaya kadar faydalandı.

 

Ama “serde yılanlık olduğu için”, varlığını borçlu olduğu aynı Millet’e hiç çekinmeden ve gözünü kırpmadan silâh çekti, kurşun sıktı, taammüden Millet’in cânına ve vatanına kastetti.

 

Açıkça bellidir ki: Bu FETÖİSTLERin sadece nâmûsu değil bizzat aklı FETOŞ anakondası tarafından iğfal edilmiştir.

  

Yurtdışına kaçarak kendini açık eden FETÖ anakondacıkları artık aslen ve rûhen Türk Milleti’nin bir ferdi olmadıklarından: Yunan, Alman, Fransız, Amerika ve İsrâîl gibi sığındıkları “ülkelerin: babalarının” bayraklarına ve bayrak direklerine sarılmış vaziyette; bir Türk gibi değil de babaları gibi “dört parmağını yummuş veorta parmaklarını çıkartmış şekilde” Türk halkına “poz: mesaj” veriyorlar, resmen sövüyorlar!

 

Kaçamadığı için yurtiçinde kalan ya da gelecek emri uygulamak üzere “tekrar harekete geçecekleri güne kadargörev mahallinde bırakılan: uyutulan” FETÖ anakondacıkları; ya gaybubet evlerinde saklanıyorlar ya ATEİST VE KOMİNİSTLER DÂHİL olmak üzere her parti, cemâat, dernek ve vakfın rengine boyanmış şekilde uyku hâlinde veya söz konusu örgütlerin yuvalarına bırakılmış guguk kuşu yumurtası gibi kuluçkadan çıkacakları ve yarım kalan işi tamamlayıp “yuvanın sahiplerini yuvadan atacakları” günü büyük bir sabırla bekliyorlar!

 

Yurtiçinde saklanan FETÖ anakondacıkları, milyonlarca insanın borç harç içinde yaşadığı ve bir sonraki ayı nasıl geçireceği belli olmayan bu Ülke’de; kaçışlarının üzerinden 8 yıl geçmiş olan 2024 yılında bile, kıtlık ve yokluk görmemiş şekilde, etleri ve butları bıdık gibi kanlı canlı ve boylu poslu şekilde hâlâ hayattalar ve hâlâ da yakalanmaya devâm ediyorlar.

 

En önemlisi; inlerinde yakalanan anakondacıklar, sırıtmış bir şekilde “Gafletime geldi de yakaladınız, ama daha herşey yeni başlıyor; bu gördüğünüz sadece fragmandı!” diyecek kibre, cesârete ve ümîde de sahip bulunuyor.

 

( D e v â m  E d e c e k )

.

.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Harun ALTUNTAŞ 02 Temmuz 2024 15:23

    emeğine sağlık ufuk bey

  • Nejat ÇANGA 26 Haziran 2024 21:27

    Kaleminize saglık, çok güzel tespitlere dayalı bir yazı olmuş Ufuk Bey

  • Abdulmuttalip ARSLAN 25 Haziran 2024 11:59

    BU NAMUSSUZ ŞEBEKEYE ANAKONDA SÖZÜ KANIMA DOKUNDU.ANAKONDA BÜYÜK VE İHTİSAMI TEMSİL ETTİĞİ İÇİN. BU SER SEBEKESİ OLSA OLSA HER ÇANAĞA ADAPTE OLAN, UYUM GÖSTEREN BİR ŞER SEBEKESİ İLE TARİFB EDİLEBİLİR. ÇÜNKİ BİZİM İNANCIMIZI PARAVAN OLARAK KULLANAN BİR LAWRENS İDEALİDİR.

  • Tuğhan Gül 25 Haziran 2024 10:45

    Güzel bir yazı olmuş ellerinize sağlık

  • Kaan Başer 25 Haziran 2024 10:42

    Ufuk bey daha geniş kitlelere ulaşmaniz dilegiyle başarılar dilerim.

  • Ceyhun Çelik 25 Haziran 2024 09:18

    Hala bunların mazlum olduğu nu zulme uğradıklarını söyleyenler çıkıyor bu toplumda. Heyhat.