MagazinHaber Girişi : 08 Aralık 2021 10:29

Tabakhaneye …. diye başlayan deyimi kullanırken iki kere düşünün!

Tabakhaneye …. diye başlayan deyimi kullanırken iki kere düşünün!

Osmanlı döneminde deri tekeli Safranbolu’da idi.

Tabaklanmayan deriyi satanlardan, o dönemin tüccarları alışveriş yapmazlardı.

O dönem çok para kazanan Safranbolulu iş adamları; köşkler, konaklar ve 99 odalı evler yaptırmış, bazı evlerin içine çeşme dahi getirmiştir.

Safranbolu’da taze köpek dışkısı için tabakhanelerde yaygın olarak binlerce köpek beslenirmiş.

 
 

Ham deri, kıllardan, yağ ve et tabakalarından mekanik olarak temizlendikten sonra kimyasal olarak işlendiği ‘sama’ safhasında, taze köpek dışkısı enzimlerine ihtiyaç duyulduğundan, tabakhanelerin olduğu yerleşim yerlerinde çoluk çocuk ellerinde teneke maşrapalar, köpek dışkısı toplarlar harçlıklarını çıkarırlardı…

Sama işlemi ancak dumanı tüten taze dışkı ile yapılabildiğinden koşa koşa tabakhanelere yetiştirirlermiş.

Hayvanların derilerinin işlendiği atölyeler köpek dışkısı için yanar tutuşurlarmış. Çünkü bir tek taze köpek dışkısında bekletilen; deri yumuşacık, kıl köklerinden arınmış, gözenekleri açık, ince, homojen, yani kaliteli olabilirmiş. Bu nedenle köpek çiftlikleri kurulmuş.

Binlerce köpek beslenmiş, üretilmiş ve hatta köpeğin dışkısını sıcak ve kurumadan yetiştirmek için sistemli bir iş örgütlenmesi kurulmuştur.

Bugün bu tür dericilik tamamen ölmüş olup, yapay olarak yani kimyasallarla da aynı sonuç elde edilmeye başlanınca köpeklerin de, dışkı toplayıcıların da pabucu dama atılıvermiş.

Tabakhaneye bok yetiştirmek de yeni kuşakların nereden geldiğini bilmediği, merak ettiğini de sanmadığım bir deyiş olarak gelebilmiş…

Safranbolu’da deriyi işleyip kullanılabilir hale getiren meslek erbabına;

“Dabbak mısın; it bokuna muhtaçsın” denirmiş..

Bilgi olsun; doğrusu dabbak yani deri işleyici.

Dabbakhane= deri işlenen atölye.

ALINTIDIR.