— Rıfat n’apıyosun?.
— Gazete okuyorum..
— Ne gazetesi?
— Spor gazetesi..
— Ne sporu?
— Futbol..
— Ne futbolu?
— Ne diyorsun sen Nurcan?.Ne demek ne futbolu?..Futbol işte..Fenerbahçeyle ilgili haberleri okuyorum.Brezilya’dan yeni bir futbolcu alacaklarmış..
— Yeni futbolcu derken,hiç kullanılmamış,hiç futbol oynamamış biri mi?
— Saçmalama Nurcan,hiç futbol oynamamış birini niye alsınlar??
— Doğru söylüyorsun,hiç futbol oynamamış biriyse Fenerbahçeye hiçbir faydası olmaz.
— Hiç futbol oynamamış birini almıyorlar Nurcan,Brezilya’da futbol oynayan birini alıyorlar..
— Brezilyada oynuyorsa,burda nasıl oynayacak?
— Brezilyada oynadığı takımı bırakıp buraya gelecek.
— Buraya nereye gelecek,bize mi gelecek?
— Nurcan!..Brezilyalı bir futbolcu bize niye gelsin??..Fenerbahçeye gelecek.
— O zaman biz mi Fenerbahçeye gideceğiz,orda görüşeceğiz?
— Nurcan bizim ne işimiz var Fenerbahçede?..Fenerbahçe futbol takımı,devre arasında,Brezilyada futbol oynayan bir futbolcu alacak!..Anladın mı?..
— Anladım..Demek onbeş dakkada oluyor bu işler?
— Ne onbeş dakkası?
— Devre arasında alacaklar demedin mi?.Devre arası onbeş dakka değil mi?..
— Yahu,maçın devre arasında değil,sezonun devre arasında…İyi bir futbolcuymuş,iş yapar Fenerde.
— Ne iş yapacak?
— Kim?
— İşte o alacakları futbolcu.
— Ne demek ne iş yapacak?.Futbol oynayacak..Adamın işi bu.
— Anladım..Sen,iş yapar Fenerde deyince,futbolu bırakıp başka bir iş yapacak sandım..
— Hayır,futbol oynayacak,iyi bir futbolcu..
— İyi derken,karakter olarak mı iyi?.İyi kalpli biri mi?.
— Nurcan,ben nereden bileyim adamın karakterini?..Adamı futbol oynarken seyretmişler,futbolculuğunu beğenmişler,transfer edecekler..
— Canım zaten karakteri iyi olmasa,futbolculuğu da iyi olmaz,öyle değil mi?.
— Allah Allah?..Futbolcu uzmanı kesildin başımıza?..Senin işin gücün yok mu,rahat bıraksana beni!.Zaten sinirlerim tepemde,Fenerbahçe yenilmiş,iki gündür doğru dürüst uyku uyuyamıyorum?..
— Fenerbahçe yenildiyse sana ne oluyor?.
— Ne demek sana ne oluyor?..Sen benim ne kadar fanatik bir Fenerbahçeli olduğumu bilmiyor musun?. Fenerbahçe benim kanıma işlemiş,ruhuma işlemiş.Fener demek ben demek,ben demek Fener demek.Fenerbahçeyle aramızda gönül bağı var.Fenerbahçenin başına gelen kötü bişey beni de üzer.
— Peki,senin başına gelen kötü bişey Fenerbahçeyi üzüyor mu?
— Saçmalama,bu başka bişey…Sen ne istiyorsun,bişey mi istiyorsun?.
— Evet…Sana söylemek istediğim bişey var..
— Ne var?
— Ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum..
— Neyi nasıl söyleyeceğini bilmiyorsun?
— Ama vallahi bunda benim suçum yok..
— Neyde suçun yok?.Ne oldu Nurcan,ne yaptın?.
— Kızmayacaksın ama söz ver!
— Neye kızmayacağım?…Söylesene Nurcan,ne oldu?…Gömleğimi yaktın değil mi?..Yeni aldığım beyaz çizgili sarı gömleğimi yaktın?.Ütüyü unuttun üzerinde?…Sen zaten o gömleği hiç sevmedin…Pijama gibi gömlek,seni bu gömlekle görünce uykum geliyor diye dalga geçiyordun benimle.Bilerek yaktın gömleğimi!..
— Gömleğini yakmadım Rıfat..
— Bak o gömleğe bişey olursa boşarım seni!..O benim en sevdiğim gömleğim.
— Aranızda gönül bağı mı var?
— Olabilir..O gömleği giyince kendimi iyi hissediyorum..
— Keşke benimle aranda da gönül bağı olsa..
— Saçmaladın şimdi…Ne gerek var seninle gönül bağına?.Evli değil miyiz?.Aramızda evlilik bağı var ya?..
— Evlilik bağı var da…Bir de gönül bağı olsaydı iyi olurdu,biri koparsa,öbürü tutardı..
— Sen ne söyleyeceksin bana,söyle hadi ne söyleyeceksen..
— Ben sana bişey itiraf etmek istiyorum..
— Ne itirafı?.
— Rıfat,ben Galatasaraylıyım…
— Anlamadım,nelisin?
— Galatasaraylıyım..
— Nasıl yani?..Galatasaray lisesi mezunu musun??
— Yok,öyle değil…Taraftar olarak Galatasarayı tutuyorum..
— Galatasarayı tutuyorsun?
— Evet..
— Galatasaray?
— Evet.
— Sarı kırmızı?
— Evet.
— Cimbombom?
— Evet..
— Şaka yapıyorsun??
— Hayır,şaka yapmıyorum,Galatasaray taraftarıyım,Galatasarayı tutuyorum.
— Nurcan bak ben fanatik Fenerbahçeliyim diye beni kızdırmak için söylüyorsan,kızmaya başlıyorum ona göre..Ne diyorsun sen,kafayı mı yedin??..
— Kızacağını biliyordum ama söylemek zorundaydım,karı koca arasında sır olmamalı..
— Sen şimdi Galatasaraylı mısın??
— Evet..Ne zamandır şüpheleniyordum,tahlil yaptırdım,Galatasaraylı çıktım.
— Ne tahlili?
— Hani sen fanatik Fenerbahçe taraftarısın ya,Fenerbahçe kazandığı zaman sevincini benimle paylaşıyorsun,hatta o gecemiz oldukça iyi geçiyor?..
— Evet..Olabilir..Fenerbahçe kazanınca libidom yükseliyor,aşırı testosteron salgılıyorum.
— Fenerbahçe kaybettiği zaman da,çok üzülüyorsun,kucağıma yatıp ağlıyorsun..
— Olabilir..Fenerbahçe yenilince ben de yenilmiş sayılıyorum.
— Ben de seni elimden geldiği kadar teselli etmeye çalışıyorum.”Üzülme,bir dahaki sefere kazanırsınız” falan diyorum..
— Eee?..
— Bu nasıl bir sevinçtir,ne çeşit bir dramdır anlayabilmek için,senin evde olmadığın zamanlarda oturdum,televizyonun spor kanallarında durmadan maç seyrettim.
— Eee?..
— Galatasarayın maçlarını fazla seyretmişim,farkında olmadan Galatasaraylı olmuşum.Rengi kırmızılı ya,kırmızı çekiyor insanı..
— Sen şimdi Galatasaraylı mısın??
— Evet..Emin olmak için tahlil yaptırdım.Bizim ev sahibinin kızı üniversitede psikoloji bölümünde okuyor.Ona gittim,Galatasaraylılığımın düzeyini anlayabilmek için tahlil yaptı,bazı sorular sordu..
— Eee,neymiş düzeyi?
— Baya ilerlemiş..Fanatik olmama iki maç kalmış…
— İnanmıyorum sana Nurcan,inanamıyorum sana?…Hani takım tutmuyordun?..Evlenmeden önce ben sana hangi takımı tuttuğunu sordum,sen bana takım tutmadığını söyledin..Eğer senin Galatasaraylı olduğunu bilseydim,Fenerbahçeli bir kız vardı,senin kadar güzel değildi ama Fenerbahçeliydi,gider onunla evlenirdim..
— Vallahi evlendiğimiz zaman takım tutmuyordum Rıfat?…Sen Fenerbahçeyi tutuyorum deyince,evlenince ben de bir köşesinden tutar,sana destek olurum demiştim..
— Koynumuzda Yılan beslemişiz!..
— Yok,Yılan değil,Aslan…Galatasarayın sembolü Aslan.
— Koynumuzda Aslan beslemişiz!!..
— Özür dilerim…
— Özür dilemek bişeyi değiştirmez Nurcan!..Sen benim nasıl fanatik bir Fenerbahçeli olduğumu biliyorsun..Benim Galatasaraya nasıl bir alerjim olduğunu biliyorsun…Yapamam ben,olmaz…Ben bunu kabul edemem..
— Ama ben senin yirmibeş yıllık karınım Rıfat?.
— Ona bakarsan Fenerbahçe de elli yıllık takımım..
— Mümkün olsa bırakırım Rıfat..Hatta,senin çok kızacağını bildiğim için birkaç kez bırakmayı denedim.İnan bana son bir haftadır her akşam yatarken kendime “Tamam,bıraktım,artık tutmayacağım” diyorum ama sabah kalkar kalkmaz yine tutmaya başlıyorum…
— Olmaz Nurcan..Kusura bakma,karım bile olsa ben Galatasaraylı biriyle aynı yatağa giremem..
— Yatakları ayıralım?.
— Nasıl ayıracağız?.İki kişilik yatak,tek parça…
— “Eski yatağınızı getirin,yenisini verelim” diye bir kampanya var.İki kişilik yatağı verir,üzerine biraz da para koyar iki tane tek kişilik yatak alırız..
— Olmaz Nurcan,sadece yatakları ayırmakla olmaz..Evde sürekli birbirimizin yüzüne bakacağız..Ben yapamam,Galatasaraylı biriyle aynı masada kahvaltı edemem,yemek yiyemem..Sana bakınca aklıma Galatasaray gelir,Galatasaray,Fenerbahçeyi yendiği zaman evde sorun çıkar…
— Ama böyle olmaz ki Rıfat?..Tuttuğumuz takımlar bizim sevdiklerimizle aramızı açacaksa,hiç tutmayalım daha iyi..
Takım tutmak sevgidir.Bir sevgi,başka bir sevgiyi yok edecekse,olmasın öyle sevgi..
— Ne saçmalıyorsun sen,okuyucuya mesaj mı veriyorsun?
— Evet.
— Senden mesaj isteyen oldu mu?..Karnım acıktı,git yemeği hazırla!.
— Benim işim var,kendi yemeğini kendin hazırla.
— Ne işin var?
— Galatasarayın maçı var bugün,kombine aldım,maça gideceğim..”Re re re,ra ra ra Gassaray Gassaray cimcomcom!.Re re re,rarara..Oleeey oley oley oleeeey,şampiyoooon cimcomcooom!…
— Cimcomcom değil aptal kadın,Cimbombom..Önce tezaruhat yapmasını öğren!…