TAKLİT VE TAĞŞİŞ - 1

ELEM TERE FİŞ: TAKLİD VE TAĞŞİŞ - 1

 

Hitler ile Çörçil bir barda oturmuş konuşurken; bir adam, kapıları çarparak hırsla içeri girer.

 

Masaya yanaşıp öfkeli gözlerle Hitler ile Çörçil’e bakar:

 

Adam:

     -Hanginiz Hitler?

Hitler:

     -Benim, hayırdır?

Adam:

     -Beş milyon Yahûdî ve bir bisikletçiyi öldüreceğim demişsin, doğru mu?

Hitler:

     -Evet!

Adam:

     -Gariban bir bisikletçiden ne istiyorsun?

Hitler, Çörçil’e döner ve der ki:

     -Bak ben sana demedim mi, Yahûdîler kimsenin dikkatini çekmeyecek diye!

 

****

 

Gıdâ teröristleri iş başında!

 

Maksadımız; kelimelerin anlamının, akademik ve bürokratik dilden uzak şekilde “gıdâ maddeleri” açısından değerlendirilmesi, soruna âit bir resim çizilmesi ve çözüm önerisinde bulunulmasıdır!

 

Kelime anlamları îtibârıyla:

 

     -Tağşiş; Arapça kökenli bir kelime olup sahtecilik, dolandırıcılık veya hile anlamlarına gelir.

 

     -Taklid; Arapça kökenli bir kelime olup aynısını yapma, kopyalama, bir modeli aynen izleme anlamlarına gelmektedir.

 

Konumuz îtibârıyla:

 

     -Taklid; gıdâ maddelerinin şekil, bileşim ve nitelikleri îtibârıyla yapısında bulunmayan özelliklere “sâhipmiş gibi” veyâ taklit ürünü başka bir ürünün “aynısıymış gibi” göstermeye yönelik bir fiildir.

 

     -Tağşiş; “gıdâ mevzûâtında ve etiketinde özellikleri belirtilen” değerli bir gıdâya benzer nitelikte ancak değersiz olan gıdâ maddeleri katmak sûretiyle, ara ya da son ürün olarak elde edilen “niteliği ve mâlî değeri düşük olan” gıdâ maddesini, “ilgi duyulan söz konusu “değerli ürünmüş gibi” gösteripdeğerli ürün fiyatı üzerinden” pazarlamaya ve gelir elde etmeye” yönelik bir fiildir.

 

Taklid de tağşiş de haksız kazanç elde etmeye yönelik ahlâk ve yasa dışı bir fiildir.

 

Taklid ve tağşiş fiili en çok; tüketimi ve değeri yüksek olan konvansiyonel, geleneksel, yöresel ya da coğrafî işâret taşıyan bal, et ve süt ürünleri, bitkisel yağlar, alkollü ve alkolsüz içecekler, çikolata, enerji içecekleri, kahve ve şekerli ürünler ile baharatlarda görülmektedir.

 

Analizler; tek lâboratuvarda yapıldığı gibi karşılaştırma / têyîd fırsatı açısından, başka lâboratuvarda da karşılaştırma analizi şeklinde yapılabilmektedir.

 

Denetimlerde, üreten ya da pazarlayan işletmecinin gözetimi altında en az iki adet numûne alınır. Bir adet numûne şâhit numûne olarak işletmede bırakılırken, diğer numûneler de analiz yapılmak üzere lâboratuvara gönderilir.

 

Analiz sonucu işletmeciye bildirildiğinde, işletmecinin sonuçlara îtirâz etmek istemesi hâlinde; ilgili işletmeci, ELİNDE BULUNAN ŞÂHİT NUMÛNEYİ DELÎL OLARAK KULLANMAK SÛRETİYLE mahkemeye îtirâz edebilir.

 

İşletmecinin analiz sonuçlarını kabûl etmesi ya da îtirâzının reddedilmesi hâlinde karar kesinleşir.

 

Kesinleşen kararlardan, analiz sonucu taklid ve tağşîş açısından pozitif çıkan ürünler Bakanlığın web sitesinde ve medyada ayrıca yayınlanır.

 

Durum böyle iken…

 

Son zamanlarda yapılan denetimler sonucunda, taklid ve tağşiş yapan onlarca firma ifşâ edilmiş olmasına rağmen: Âdetâ “er Rayn’ı kurtarmak filmindeki er”i ya da taklitçi ve tağşişçiler sürüsündeki sarı öküz”ü kurtarma operasyonu mâhiyetinde, sâdece köfteci Yûsûf adlı işletmeci üzerine odaklanılmış durumda.

 

Hitler ve Çörçil hikâyesinde olduğu gibi, katledilen altı milyon Yahûdî değil de gariban bir bisikletçi dikkat çekti!

 

Köfteci beye methiyeler düzen düzene, köfte tabakları ile selfi çeken çekene!

 

Nerede ise: Her hâlükârda ve her şekilde muhâlif olmaya kendini adamış “4 dakîkada çeyrek domuz” yedikten sonra geğiren müzmin muhâliflerden ayrı olmak üzere, mûteber emekli ve aktif kamu çalışanlarının da ilginç bir şekilde içinde bulunduğu KURTARMA VE PÜSKÜRTME OPERASYONU KAPSAMINDA “bir baraj ve savunma hattı” ile “hücum pres” kurulmuş durumda.

 

İŞLETME SÂHİBİNDE BULUNAN NUMÛNEDE DE DOMUZ ETİ ÇIKTIĞI GÖZ ARDI EDİLEREK VE PERDELENEREK “Domuzu ette değil Devlette aramak gerekir!” denilecek kadar Devlet’e ve özelde Tarım ve Orman Bakanlığı çalışanları olmak üzere Kamu çalışanlarına pervâsızca hücûm edildi.

 

Âdetâ Devlet, “afedersin, pardon Yûsûf bey; seni ifşâ ederek bi eşeklik etmişim!” diye özür dileme ve üstüne üstlük diş kirâsı olarak Yûsûf beye tazmînât ödeyip uzlaşma aşamasına doğru itilecek!

 

Köfteci Yûsûf’u Devlet’in elinden bi kurtarsalar, “diğerlerinin neyi eksik?” deyip diğer taklit ve tağşişçileri de kurtarma peşine düşecekler!


(Devâm Edecek)


NOT: 

     "Sanat, hak ve halk içindir!" düstûruyla, elimiz ve dilimiz döndüğü kadar bir şeyler yazmaya çalışıyoruz.. 

     Bu nedenle, yazı ve şiirlere yönelik yorumlarınız biz yazarlar için çok değerli.. 

     Yüz yüze ve telefonla görüşmelerde veyâ gazetedeki yorum bölümünde yorumda bulunan dostlara çok teşekkür ederim.


Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Hakan Fettahoğlu - Ankara 20 Kasım 2024 22:39

    Emeginize ve kaleminize sağlık Ufuk bey. Halkımız maalesef bir çok konuda olduğu gibi tek taraflı bilgilendigi ya da bilgilendirdiği için maalesef çaresiz kalmaktadir. Mensubu oldugunuz kurum çalışanı oluşunuz nedeniyle yazdıklarınız çok daha yansız, tarafsız ve daha inandıeıcı. Ilgili bakanlığın tağşis yapan üreticileri ifşa etmesi de tüketici için son derece yararlı bir girişim. Bunun yanisıra bir yorumcunun "Yarım yağli tereyağının" kalan diger yarının ne ihtiva ettiğini merak etmesi benimde cok merak ettigim bir konudur. Eminim herkes gibi benimde en çok merak ettiğim bir başka onemli konu ise, bu ifşa edilen üretici firmalara ne olduğu, ne yaptırım uygulandiğıdır.

  • Mustafa yıldırım 18 Kasım 2024 20:54

    Ben bu konuya bir gıdacı ve aynı zamanda parekendeci olarak yorum yapacam konuyu şöyle özetlersek evett ben 20 yıllık süt üreticisiyim son üç yılda iki evimi sattım arabalarımı sattım ne için. Sagolsun devletim ve tarım bakanlıgım bu işin önünü o kadar açtıki şimdide kontrol edemiyo tereyagına öyle izinler alındıki yarım yaglı tereyagı bunun yarısı tereyağsa diger yarısı neydi yüzde atmışlık tereyag yüzde atmışı tereyağsa diger yarısı ney bu izinleri tarım bakanlıgı verdi ha bide şöyle bir gerçek var bu üreticilerin hiçbirinde bu oranı ölçecek ölçüm aleti yok varsada tatlı kazanç bugün altmış yagsa bugünde eli olsa ne olura döndü sadece bundamı süzme yogur sahtekarlarına meze sosu adı altında izin verildi yagını sıfır çek bas içine margarini vur etiketi meze sosu diye al sana haksız kazanç velasılın iki ürünede tevazuh etmedim ama herkes çuval dolu para kazandı ben evimi arabamı sattım bankalar hergün kapımda kimsede tşk etmedi burdan yorumu siz yapın suçlu devletmi yapanmı yoksa herşeyini kaybeden benmi yorum sizin haa ben kimmiyim reklam olmasında ankaradan yaylabag süt ürünleri

  • Adem yivli 18 Kasım 2024 18:58

    Güncel konuda vermiş olduğunuz bilgiler için teşekkürler. Konu ile direk ilgili değil ama yazıda bahsettiğiniz Yahudilerin yerini maalesef Filistin halkı almış durumda, dünyanın da hiç umurunda değil.

  • Abdulmuttalip ARSLAN 18 Kasım 2024 18:57

    BU YAZIYI OKUYUNCA 40 YIL EVVEL DAİRENİN MUTEMETLİĞİNİ YAPMAKTAYIM. TAHMİNEN 1987 ARALIK AYI BANKAYA GİTTİM PERSONELİN MAAŞINI ALMAK İÇİN ODA NE BANKADA PARA YOK BÜTÜN SAMSUN MEMURLARI MAAS BEKLİYOR. HUKUKUMUN İYİ OLDUĞU BANKANIN ŞEFİNE GİZLİCE NİYE PARA YOK DEDİM ODA HUKUKUMUZA BİNAEN,KİMSEYE SÖYLEME AMA DEDİ .MEMURLARA VERİLMESİ GEREKEN PARAYI MEŞHUR MENTESOĞLU VERGİ İADESİ OLARAK TÜMÜNÜ ALMIŞ BİZE PARA KALMAMIŞ. SONRA İŞ AÇIĞA CIKINCA ANLAŞILDI. VE SIKI DURUN YIL 1987 ADAM İHRAÇ ETMEDİĞİ TEKSTİL İHRACATI İÇİN TAM 280 MİLYARI KAPATMIŞ. ZAMANA GÖRE KÖFTECİ YUSUFLAR BU ÜLKEYİ İÇ EDİYOR.

  • Necmi Çelik 18 Kasım 2024 18:37

    Hay kalemine sağlık. İşte bu. Hem denetim diyeceksin hem de vay sen benim adamıma nasıl karışıyorsun havaları.

  • Cengiz kuzu 18 Kasım 2024 18:12

    Elinize emeğinize sağlık hocam.

  • Cengizhan MIZRAK 18 Kasım 2024 17:41

    Çok gerçekçi bir değerlendirme yapmışsın tebrik ederim.