İnsanın kendisinin tanrının yerinde gözü vardır.
Kendisine ölümü asla yakıştıramaz; Bu sebeple aylık, yıllık asırlık planları vardır yaşayacakmış gibi yaşamak onun elindeymiş gibi.
Alıp verdiğimiz nefeste bizim hesabımıza bir dirhem katkımız dahilimiz yoktur. O kadar aciziz. Ama tanrı olmak gibi isteklerimiz yokta değil yani.
Tanrı’nın çitlenmiş bahçesine girmeye çalışıyor ne aşırırsak kendimize kâr sayıyoruz.
Tanrı’dan roller çalıyoruz.
Birini işe alırken onu kendinizin rızıklandırdığına maaş verdiğine inanıyorsunuz.
O aldığınız işçi sayesinde kazandım demiyorsunuz.
Rızık alan olduğunuz halde birilerine rızık veren olduğunuza inanıyor çalışana mobbing uyguluyorsunuz. İşten çıkarmakla korkutuyor tehdit ediyorsunuz. İnanın varlığımız alıp verdiğimiz bir nefese bakıyor.
Bir nefes alabilmek için milyarlar ödeyemezsiniz girdiğiniz makinalara.
O yüzden haddinizi biliniz. Asla tanrı değilsiniz.
Babanızın sulbünden can bulmuş bir atık sudan ibaretsiniz.
Şimdi akıyorsunuz diye kendinizi bir deniz okyanus sanmayasınız bir gün akarsınız tıkanır kalırsınız bir bentte. Herkes haddini bilsin. Allah’ın verdikleriyle böbürlenmeyesiniz.
O yolun sonu gelebilir…