TELEFON
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal :
“2018 yılı,Kahramanmaraş’ta seçim gezisindeyim…
Bir delikanlı geldi. ‘Bizi mahvettiniz, bizi öldürdünüz’ dedi.
‘Telefonunu alabilir miyim’ dedim.’Kaça aldın’ dedim.’3400 lira mı, 4500 lira’ mı dedi, ’24 taksitle aldım’ dedi.’İnternet paketi de var mı?’ dedim.’Var’dedi. ‘Ayda kaç para ödüyorsun buna?’ dedim. ‘Ayda 450 lira ödüyorum’ dedi…
……..
Mahir Ünal o kadar haklı ki…
Daha bu sabah kahvaltı için ekmek alayım diye fırına gittim..
Baktım karşıdan bizim Selahattin geliyor.
Elinde bir poşet..
‘Nasılsın?’ dedim,
“Hiç sorma.Dükkan üç aydır kapalı.İki aydır ev kirası veremiyorum.Battım.Ne yapacağım bilmiyorum’ dedi.
‘Elindeki poşete bakabilir miyim’ dedim.
Baktım,poşette 5 tane ekmek var..
‘Nerden aldın ekmeği’ dedim, ‘Halk Ekmek’ten aldım’dedi. ‘Kaça aldın’dedim, ‘5 liraya aldım’ dedi.
‘Battım,bittim diye ağlıyorsun ama 5 tane ekmek almışsın’ dedim.
“Haklısın abi.Allah benim belamı versin” dedi gitti….
Baktım öbür taraftan Cemal geliyor..
Surat bir karış..
“Hayırdır Cemal?” dedim..
“Otogar’dan geliyorum.Karıyı,çocukları memlekete ailesinin yanına gönderdim.Bakamıyorum artık” dedi.
Baktım,sırtında bir ceket var..”Ceketini alabilir miyim” dedim,çıkardı ceketini,verdi..
“Kaça aldın bu ceketi” dedim, “İki senedir giyiyorum,pazardan almıştım” dedi..”Bunun pantolonu da var mı?” dedim, “Var” dedi..”Pantolonunu alabilir miyim?” dedim,çıkardı verdi pantolonunu..”Kaça aldın bunları” dedim, “İkisini pazardan 60 liraya almıştım” dedi..
“Aileme bakamıyorum,mahvoldum bittim diye ağlıyorsun ama pazardan 60 liraya ceket pantolon alıyorsun” dedim.
“Haklısın.Ben iflah olmam” dedi,gitti..
Sonra Hayrettin’in oğlunu gördüm.
Genç delikanlı.İyi bir çocuktur,severim.
Kolunda bir kadın..
“Nasılsın evladım” dedim, “Hiç sorma abi.Pandemi yüzünden çalıştığım kafe kapandı.Durum çok kötü” dedi..
“Yanındaki kadın kim?” dedim,
“Karım..İki ay önce evlendik” dedi..
“Karına bakabilir miyim” dedim.Aldım yanından karısını,baktım,gayet genç,güzel,hanım-hanımcık bir kız..
“Kaça aldın bunu?” dedim, “Nasıl yani?” dedi..
“Yani evlilik kaça patladı?”dedim, “40-50 bin lirayı buldu” dedi..Çeyizi de var mı bunun?” dedim, “Var” dedi..
“Ulan nankör!..İşten çıkarıldım diye şikayet ediyorsun ama genç güzel bir kadın alıyorsun” dedim..
“Haklısın abi,düşünemedim” dedi,başı önünde yürüdü gitti…
Geçen gün de Necati’ye rastladıydım..
Necati,boylu boslu,yapılı bir adam.
Emekli maaşının yetmediğinden,torunlarına harçlık veremediği için çok utandığından bahsetti.
“Necati,senin boyun kaç?” dedim,
“1.95” dedi.
“Emekli maaşının yetmediğinden bahsediyorsun,torunlara harçlık veremediğin için üzüldüğünü söylüyorsun ama nerdeyse iki metre boyun var” dedim.
Bir mahcup oldu,bir utandı,başını önüne eğip,gitti…
Geçim sıkıntısı falan yok.
Açlık,yoksulluk,hiç yok.
Ne var?
Aç gözlülük var.
Halk Ekmek büfesinden 5 tane ekmek alan adam,istiyor ki,6 tane alayım,7 tane alayım,10 tane alayım..Büfe’yi verelim desen,hayır demez..
Eminim Sayın Mahir Ünal’ın o kadar pahalı telefonu yoktur.Arabası da yoktur.Lüks harcaması yoktur.Hayatında hiç 3500 liralık birşey almamıştır.Asla tatile çıkmaz.İki odalı mütevazı bir evde ailesiyle birlikte yaşam savaşı veriyordur..
O ve onun gibi büyüklerimiz son derece tutumlu bir şekilde yaşam savaşı verirlerken,bir çiftçinin akıllı telefonunun olması akıl alır gibi değil.
Nerde adalet?..Nerde eşitlik?..Nerde insan hakları?..
(Kim aldıysa söylesin,bak fena yaparım)
Çiftçinin,köylünün akıllı telefonu olamaz.İşçi,tatile çıkamaz,güzel yaşama hakkı yoktur.Memur’un mutlu olması yasaktır.
O villalar,yalılar,köşkler,saraylar senin için değil ey haklım!..(Ey halkım olacak)
O sarayları sen yaparsın,onlar oturur.
Toplumda bir iş bölümü vardır.Hem yap,hem otur,olmaz..
Üçbinbeşyüz liralık akıllı telefonumuz olacağına,yüz liralık aklımız olsaydı,bizi bu durumlara düşürmelerine izin vermezdik ki,bunun konuyla ilgisi yok,bizimle ilgisi var……