Bayram mayram, seçim meçim derken; kaşla göz arasında neredeyse tüm gıda ürünlerinin fiyatları olağandışı artış gösterdi.
Geçtiğimiz aylarda mutfağın temel ürünlerinden patatesin kilosu 6 liraya, soğanın kilosu 8 liraya kadar çıktı. Limonun kilosu 8 – 10 lirayı gördü.
Geçen yıl patatesin kilosunun 1 – 2 lira arasında değiştiğinin hatırlatılması, bu olağandışı durumu özetlemeye yeter de artar bile.
Son olarak temmuz ayı sonlarında doğalgaza, elektriğe, suya yapılacak zamlar açıklandı. Arkası da bekleniyor…
Buna karşın vatandaşın olup bitenlere tepkisi ‘ekonomi kötü gidiyor’ türünden, havada kalan cılız söylemlerden ibaret.
Söz konusu zamları ciddi anlamda bir protesto, ilgili ve yetkilileri iyileştirici bir yaptırıma yönlendirecek topyekun bir tutum – tavır yok.
Sosyo – ekonomik açıdan beklide daha vahim hadise de, bu duruma alışmış görünüyor olmamız.
Zam zam zam derken, adeta zamkolik bir millet olduk. Artık, zamlar muhabbet malzemesi etkisi yapıyor…
Bu arada ‘Amerikan ya da İsrail mallarını satın almayın’ türünden whatsapptan ve her türlü iletişim kanallarından mesajlar yollayan, kamuoyunu yönlendirmeye çalışan, o aktif – duyarlı çevrelerin de, bu konuda tek mesajı yok!
Olması lazımdı!
Vatandaşların, ardı arkası kesilmeden yapılan zamlara, bireysel olarak hangi görüşten olursa olsun, siyasi bir amaç gütmeksizin doğal bir tepki göstermesi gerekir.
Örneğin, işe tencereleri siyaha boyayarak başlayabiliriz.
Bunu, hiç değilse mutlu azınlığın dışındakiler deneyebilir…