UKALÂ BOŞBOĞAZLAR!

UKALÂ BOŞBOĞAZLAR!

 

Vereceğim örnek konuya ne derece uyar, orasını bilmem!

 

Ama, meşhur bir deyim var:

 

-Filân yerin kızları çok güzeldir. Eğer bir çirkin gördüyseniz, mutlakâ dışarıdan ya misâfir gelmiştir ya da gelin!

 

 

Bu deyim misâli, “toplumsal imajı düşük (=?) olan” herhangi bir Bakanlığa  “dışarıdan atanan” bürokratlarda ortak bir tutum görülüyor:

 

-Ben daha önce Devlet’in birçok DEĞERLİ kurumunda üst düzey görevlerde bulundum, şimdi X Bakanlığınıza geldim; X Bakanlığı kadar lâçka bir kurum görmedim!!!!!

 

Dudaklarınızı büze büze ve suratınızı kırıştıra söylediğiniz bu söz el'ân doğrudur  beyim; ben bilmem, beyim bilir!!!!

 

 

İyi de beyim:

 

     *Daha iyi yerlere ve yüksek katlara lâyık iseniz; bu gecekonduda, zemin katta ve kotta ne işiniz var?

 

     *Sizi nice doktorlar ve mühendisler istediyse, neden bu otçu veyâ çöpçüye gelin ettiler?

 

     *Mâhir bahçıvan veya endemik çiçek iseniz, neden bu çöplüğe attılar veyâ diktiler?

 

     *Bulunmaz Hind kumaşı iseniz, neden böyle iş bilmez bir terziye veyâ yamru yumru bir bedene düştünüz?

 

     *Heykeltıraşların şâhı iseniz, neden böyle bir odunu elinize verdiler ?

 

     *Diva iseniz, böyle bıçkın gazino ve Çinçin tavernada ne işiniz var?

 

     *Çok muhteşem iseniz, neden kendi kurumunuza atamadılar?

 

     *Taş yerinde ağır ve çiçek dalında güzeldir, neden kendi yerinizde ve dalınızda kalmadınız?

 

     *Çıraklığını yapmadığınız işin ustabaşısı olmaya tâlip olmak haddini bilmemek olmuyor mu?

  

     *X Bakanlığındaki o lâçkalığın sebebi;

          .X Bakanlığını beğenmeyen,

          .X Bakanlığına geldiği için mutlu olmayan,

          .X Bakanlığını sıçrama tahtası olarak kullanıp bir an önce mûteber gördüğü diğer kuruma geçmeye çalışan,

       ."Eski nişanlısını / kocasını özleyen ve yeni nişanlısını / kocasını da beğenmeyen dullar gibi" eski kurumu üzerine hayaller kuran,

 

.. "sizden daha önce gelen sizler" olmayasınız sakın?

 

 

O zaman; ne yaparsa yapsın takdîr edilmeyeceğini, sizin gibi “dıştan bitmeler”in göreve atanacağını ve kendi sözünün para etmeyeceğini bilip de moral ve motivasyonu bozulan X Bakanlığı mensuplarına ne düşüyor:

 

-Her şey, ancak olduğu kadar; olmazsa, çok da fifi!..


Kurumlar kendi idârecisini kendi içinden yetiştirmediği sürece de bu böyle devâm edecek!

 

Bunun nesini eleştiriyorsunuz ki?

 

Eğer lâçkalık ve başarısızlık varsa, bunun sebebi her türlü niza, şüphe ve tereddütten ârî şekilde bellidir:

 

"Benim bu kurumda ne işim var yâhu?" demeyip de çıraklığını yapmadığı işin ustalık seviyesi idârî göreve tâlip olan sizsiniz!

 

 

Çene yapmayı bırakın, aklınızın yettiği kadar iş yapın ve en kısa sürede geldiğiniz yere dönmeye ya da gideceğiniz yere gitmeye bakın!

 

Hiçbir ortamda zırt pırt konuşmayın, iş bilenlerin ve yeri geldiğinde cevap vermeyi bilenlerin bulunduğu ortamda dilinizi tutun!

 

Aksi takdirde, mutlakâ hak ettiğiniz cevâbı alırsınız: Titriniz ve idârî göreviniz ne olursa olsun!

 

 

Yâni demem o ki sevgili bayım: Çirkin olan sizsiniz!

 

******

NOT-0: 

     *Son iki bölümdeki "çilingir sofrası kuran ve yorulunca da sızıp ışıklar içinde uyuyanların cenâze namazı" ile ilgili yazdığım eleştirel yazımda: Herhangi bir isim vermeden; oldukça iyi düşünülmüş ve inci tânesi gibi dizilmiş kelimelerle detaylı bir eleştiri, sitem ve talep belirtilmiştir.

   Buna rağmen; 

          -Haklı olduğuma dâir bir cümle bile bulamayan, 

          -Aşırıya gittiğime ve gündemde tutmakla yanlış yaptığımı belirten,

          -Kendisi ile dost kalabilmem için bu tarz yazılardan uzak durmam gerektiğini belirten,

  Çok değerli "Müslüman" okuyucular oldu.

  Demek ki, bâzı Müslümanların hâli pürmelâli bu!


NOT-1:

   *Nasîp olursa; 2025 yılı Eylül ayında,  1 adet şiir ve 1 adet makâle serisi olmak üzere  2 adet kitap yayınlanması plânlanmaktadır.

  *Kitap hâlinde yayınlamada temel düstûr olarak "yazı veyâ şiirin, öncelikle gazetede yayınlanmış olarak son şeklini almış olması şartı" uygulanacaktır.

 *Bu nedenle, şiirlerin kitaplaşma kapasitesine ulaşması amacıyla; güncel olaylardan uzak kalmamaya da özen göstermek sûretiyle, kitaplaşma kapasitesine ulaşmış olan makâlelere daha az yer verilmesi plânlanmaktadır.



NOT-2: 

    *"Sanat, Hak ve halk içindir!" düstûruyla, elimiz ve dilimiz döndüğü kadar bir şeyler yazmaya çalışıyoruz.

    *Bu nedenle, yazı ve şiirlere yönelik yorumlarınız biz yazarlar için çok değerli! 

    *Yüz yüze ve telefonla görüşmelerde veyâ gazetedeki yorum bölümünde yorumda bulunan dostlara çok teşekkür ederim!


Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Abdulmuttalip ARSLAN 11 Nisan 2025 16:47

    AYNEN KATILIYORUM TARIM BAKANLIĞI YOL GEÇEN HANINI GECTİ.HERKESİN BİR MESLEĞİ VAR OLUP O MESLEĞİ İLE İLGİLİ BAKANLIKTA BELLİ KURAL VE ÖLÇÜLER DAHİLİNDE YÜKSELİR VE KARİYER SAHİBİİ OLUR. SADECE TARIM BAKANLIĞINDA HERKESE İSTİHTAM SAHASI MEVCUTTUR. İSTER KAŞİF OLSUN İSTERSE BİR MESLEĞİ OLMASIN HERKESE MAKAM MEVKİ VE RÜTBE VERİLİR.SADECE TARIMLA İLGİLİ OLANLAR HARİÇ.

  • Necmi Çelik 11 Nisan 2025 11:02

    Hiciv sanatı bu işte