Türkiye Cumhuriyeti’ni sadece Anadolu ve Trakya’dan oluşan bir kara parçası olarak değil karasularımız dahilindeki deniz alanları ve her ikisinin üzerinde bulunan hava sahasını da birlikte ve ayrılmaz bir bütün halinde görmeliyiz.
Atalarımızın canları pahasına yurt yaptığı bu Vatanın her karış toprağını, her damla suyunu ve her nefeslik havasını tüm gücümüzle sahiplenip korumalı temiz ve sağlıklı bir şekilde gelecek nesillere aktarmalıyız.Acaba en azından topraklarımıza verdiğimiz değer kadar Akarsular, Göller, Barajlar ve Körfezlerden oluşan iç sularımızla birlikte, karasuları dahilindeki Denizlerimize de gereken değeri verip onları koruyup yeterince faydalanıp yarınlara aktarabilecek miyiz?
Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti’nin fiziksel bazı değerlerini tespit ederek aşağıdaki şekilde sıralayalım.
Tablodaki değerler incelendiğinde;
a. Deniz ve su havzalarının yüz ölçümünün Toprakların yüz ölçümünün 1/3 katı olduğu,
b. Sahil uzunluğunun Kara sınırı uzunluğunun 3 katı olduğu,
c. Deniz Kıyısı illeri sayısının Kara illeri sayısının yaklaşık 1/2 katı olduğu,
d. Deniz Kıyısı il Nüfusunun Kara İl Nüfusunun 1,28 katı olduğu.
e. Denizden Komşu ülkelerin Karadan Komşu ülkelerin 21,75 katı olduğu,
Görülmektedir ki bunlar denizlerimizin önemini gösteren sadece birkaç değerdir.
2. Türk Denizcilik Tarihinde Bazı Tespitler
Türk denizcilik tarihine kısa bir göz attığımızda, 1071 yılından itibaren Anadolu’ya yerleşen Türklerin 20 yıl gibi kısa sürede denizlerle tanışıp Emir Çaka Bey komutasında İzmir’de kuvvetli bir donanma meydana getirerek 1090 yılında Bizans donanmasını Ege Denizi’ndeki Koyun Adaları Deniz Savaşı’nda bozguna uğrattığını,
15. Yüzyılda, Fatih Sultan Mehmet’in Kırımı fethinden (1477) itibaren Karadeniz’in bir Türk gölü olduğunu,
16. Yüzyılda, Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa’nın dönemin en güçlü donanmasını oluşturarak Akdeniz’i bir Türk gölü haline getirdiğini, Piri Reis’in Dünya Haritası ve Kitab-ı Bahriye gibi eşsiz eserler meydana getirecek kadar ileri denizcilik bilgilerine sahip olunduğunu gururla görmekteyiz
3. Günümüzdeki Denizcilik Alanında Bazı Tespitler
Türk denizcileri olarak geçmişteki denizcilik bilgi ve tecrübe birikimlerimizden dolay dünya denizcileri arasında hatırı sayılabilecek bir seviyede olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak bu yeterlimi? Bununla ilgili bazı tespitlerimizi şu şekilde sıralamak mümkündür.
Şimdi yukarıdaki tespitlere baktığımızda;dört bir yanı denizlerle çevrili olan bu güzel vatanın yurttaşları için denizlerinden yeterince faydalan Denizci Millettir diyebilir miyiz? Nüfusunun%55 i deniz kıyılarında yaşayan bir milletin Gemi adamı sayısının nüfusa oranı %0,14 ise bu ülke insanlarına Denizci Millet diyebilir miyiz?
4. Türk Dil Kurumu sözlüğündeDenizciliğe ilişkin bazı tanımlar
5. Deniz Gücü Kavramı
Deniz Gücü; Deniz Kuvveti ve Denizcilik Gücünden meydana gelmekte olup,bir ülkenin milli güç unsurlarına yön veren ve halkın hem ticari anlamda hem de Sosyo-Kültürel anlamda yaşamını etkileyen çok büyük bir güçtür. Barbaros Hayrettin Paşa’nın “Denizlere Hâkim Olan Cihana Hâkim Olur” deyiminin altında yatan gerçek işte budur.
Deniz Kuvveti; Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde meydana getirilirken,
Denizcilik Gücü; halkın Denizleri kullanma ve faydalanma imkan ve kabiliyetleri ile meydana getirilir.
Denizcilik Gücünü oluşturan alt sektörler olarak, Deniz ulaştırması ve işletmesi, Yat ve Gemi İnşa Sanayi, Limanlar Marinalar ve Çekek Yerleri, Kıyı Emniyeti ve Hizmetleri, Yat ve Deniz Turizmi, Balıkçılık ve Su Ürünleri, Deniz ve Su Sporları faaliyetleri, Hidrografi ve Oşinografi hizmetler, Denizcilik Eğitim Kurumları, Denizde Can ve Mal Güvenliği Arama ve Kurtarma Hizmetleri, Deniz Haberleşmesi Hizmetleri, Deniz Brokerlik ve Sigortacılık Faaliyetleri, sayabilir.
6. Denizcilik Sektöründe Amatör Denizcinin Yeri
Gerek karada gerekse denizde denizcilik faaliyetleri yapan insanların hepsine genel manada Denizci denilmekte ise de halk arasında Denizci tabiri ağırlıklı olarak denizlerde faaliyet gösterenler için kullanılmaktadır. Denizlerdeki faaliyetlerini ticari maksatla yapanlara Gemi Adamı gönüllü olarak maddi menfaat gözetmeksizin amatör bir ruhla yapanlara da Amatör Denizci denilmektedir.
Amatör Denizcilere İdare tarafından Özel Tekneleri kullanmak için İlgi yönetmelikte belirtilen şartları sağlamaları halinde Amatör Denizci Belgesi/Certificate of Competence For Operators of Pleasure Craft (ADB) verilmektedir.
Özel Tekne; Ticari amaç olmaksızın münhasıran gezi, eğlence, spor ve amatör balıkçılık gibi faaliyetlerdekullanılan, ulusal standarda göre ölçüldüğünde boyu (LH) 2,5 metreden küçük ve 24 metreden büyük olmayan, mülkiyeti gerçek kişilere veya faaliyetkonusu su sporları olan dernek veya vakıflara ait tekneler ile bu şartlardan bir veya birkaçını haiz olmamakla birlikte, bağlama kütüğüne kayıtlı olup özeltekne ruhsatnamesialmış olan teknelere denilmektedir.
Amatör Denizci Belgesi (ADB) süresiz ve uluslararası bir belgedir. 14 yaşını bitiren, görme ve işitme bakımından yönetmelikte öngörülen sağlık şartlarına sahip olan herkesin alabileceği bir belge olmakla birlikte 18 yaşından küçük olanlar için veli veya vasi muvafakati aranır ve de 16 yaşından küçük olanlar boyu 7m. den veya sürati 7 deniz milinden fazla olan özel tekneleri kullanamazlar.
Türkiye’de 2018 yılı itibarı ile ADB ne sahip 199.470 kişibulunmakta bu da dünyadaki denizci devletlerle mukayese edildiğinde çok düşük kalmaktaydı.
Amatör Denizci sayısının arttırılması maksadıyla,İdare (Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı) tarafından 24/10/2018 tarihinde yayınlanan talimatla 2023’e kadar 1.000.000 T.C. vatandaşına deniz kültürünü aşılamak, verilecek denizcilik eğitimi sonrasında Amatör Denizci Belgesi düzenlemek, denizci millet denizci ülke hedefine ulaşmak, insanımızın yüzünü denizlere çevirerek ufkun ötesini görmelerini sağlamak amacıyla Amatör Denizcilikle ilgili temel eğitim programını yürürlüğe sokmuştur.
Bu program ve uygulama neticesinde Haziran 2021 itibarı ile 752.370 kişi ADB sahibi olmuş, 2020 ve 2021 yıllarında pandemi ortamındaki kısıtlı faaliyetler de göz önüne alındığında 3 yıl da oldukça iyi bir rakama ulaşılmıştır.
Amatör Denizci Belgesi (ADB)temel eğitim programına ve sınavına katılmak için Amatör Denizci Sınav Başvuru Sistemi (uab.gov.tr) sitesine girerek yönergeleri takip etmek gerekir.
Türkiye genelinde ADB sınavları İdare tarafından yetki verilen Liman Başkanlıkları tarafındanyapılır. Bu sınavlar, belirlenen sınav yer ve tarihlerinde, yazılı veya internet ortamında bilgisayarda çevrimiçi olmak üzere en az dört seçenekli çoktan seçmeli test yöntemiyle tek oturumda yapılır.
E devlet kanalıyla girilen site üzerinde sınav yapılacak liman başkanlığı ve sınav günü seçilir. Seçilen günde Liman Başkanlığınca verilen temel eğitime iştirak edilir ve müteakiben sınava girilir. 50 soruluk sınavdan 100 üzerinden 60 puan alan aday başarılı sayılır ve ADB almaya hak kazanır. “Sınavı kazındınız” bilgisini mesajla alan aday ilgili devlet bankasına ADB’si harcını yatırdıktan sonra aynı Liman Başkanlığına gidip ADB’sini elden teslim alarak Amatör Denizci Camiasına katılmış olur.
Peki bu kadar kısa sürede elde edilebilen ADB ile güvenli şekilde tekneler kullanılabilir mi? Elbette ki Hayır. Bu belge sizin temel denizcilik eğitimi aldığınızı gösterir. Denizcilik tecrübe ister daha ileri eğitim bilgilerini ister. Bu maksatla ileri eğitimler almaya ve denizcilik bilgilerinizi arttırmaya devam etmelisiniz. Yani ABD’ne sahip olmak denizci için bir başlangıç olarak görmek gerekir.
ADB temel eğitim ve sınav konuları şunları ihtiva ediyor;
Bu sıralanan bilgileri bir saatlik yüz yüze temel eğitim süresinde ya da ADES internet sitesindeki çevrimiçi eğitimi takip ederek öğrenmek mümkün olsaydı aynı konuları ve aynı özellikteki tekneleri kullanma yeterliliğine sahip olan Yat Kaptanı eğitimleri için eğitim süresinin 200 saatten az olamayacağı ve 24 saat teknede uygulamalı eğitim yapılması gerektiği şartları istenmezdi. O halde hem kendimizin hem de yanımızdakilerin can ve mal güvenliğini sağlayabilmek için ADB sine sahip olunduktan sonrası yapılması gereken ilave eğitimler alarak denizcilik bilgisinin arttırılması gerektiği unutulmamalıdır.
7. Denizcilik Sektöründe Deniz İzciliğinin Yeri
Denizle uğraşmak sevgi ister,bilgi ister cesaret ister, tecrübe ister, emek ister. Sen denize ne sunarsan o da size daha fazlasını sunar. Aş sunar, iş sunar, güzellik sunar, mutluluk sunar.
Medeniyetler hep su kenarlarında ya da deniz kenarlarında gelişmiştir. Bu insanın suya olan ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Ama ne yazık ki insan oğlu bu hayati ihtiyacını çok hor kullanmış ve onu kirletmiştir. Sadece kendinin değil diğer canlılarında yaşam alanı olan denizleri, belki de yakın zamanda kullanılamayacak kadar kirlenmesine vesile olacaktır.İnsanlığın ortak değerleri olan Denizleri tekrar yaşanılabilir hale getirmek bilinçlenmeyle olacaktır.
İnsan oğlunun bilinçlenmeye çok küçük yaşlarda başladığı göz önüne alındığında denizlerimiz için bilinçlenme faaliyetlerine Deniz İzciliği programlarıyla başlamak çok doğru bir adım olacaktır.
Dünyada yaygın olmasına karşın Türkiye’de yeni sayılabilecek bir gençlik hareketi olan Deniz İzciliği programların yaygınlaşmasıyla genç nesillerin deniz kültürü alarak bilinçlenmesi,sonrasında Amatör Denizci olarak denizlerle daha da fazla haşır neşir olmaları ve daha sonrasında da Gemi Adamı olarak denizlerden maddi olarak yararlanma imkanına kavuşmaları hem ülke ekonomisine büyük katkılar sağlarken hem de denizci millet olma yolunda en büyük adımlardan biri olacaktır.
Her şey merakla başladı, doğayı keşfetmek, denizi keşfetmek ve uzayı keşfetmek. Keşfettikçe sevildi sevildikçe öğrenildi öğrenildikçe korkular giderildi korkular giderilince huzura erildi.
Merakla Sevgiyle Bilgiyle kalın…
Binali KOÇ: (E) Dz. Kd. Albay / Denizci Eğitmeni
İletişim: [email protected]
Kaynaklar: