YALNIZIZ
Gerçek anlamda dost yok.
Anne, baba, kardeş, eş, çocuk, akraba ya da arkadaş.
Gerçek anlamda, hangisi – ne kadar dost.
Ama belki, şöyle de bakılabilir:
Dost yok.
Yok, ama dostluğa en yakın anne ve sonra baba, o da her anne ve baba için ne kadar geçerli. İstisnalar olsa da, genel gerçek bu.
Sonra sıralama bozulur.
Kişiden kişiye değişir.
Kimi için 3. sırayı kardeş, kimi için eş, kimi için evlat, kimi için de arkadaş alır. 4. sıra, 5. sıra ha keza…
Ama gerçek anlamda dost, yine yok.
Acı, insanın içi acıyor.
Ama gerçek, tüm açıklığı ve çıplaklığıyla bu.
Kabul etsen ne olur, etmesen ne olur.
Var mı gerçek bir dostun?
Konuşma o zaman.
Var mı diyorsun, bil ki kesin ve çokça yanılıyorsun.
Neden mi, hadi bakalım, bir test edelim.
Cevapları doğru ver, gerçeği gör:
Yok, ben kendimi kandırmak istiyorum dersen, bu yazıyı okumayı burada bırak. Bırak, gerçeği görme cesareti olanlar devam etsin.
Başlıyoruz sormaya.
Sizin sevinciniz, onun sevincine kaynak oluyor mu?
Sizin sevinçli olduğunuzu gördüğünde, sırf siz mutlu oldunuz diye, o bunun için kat kat daha mutlu olabiliyor mu?
Sizin üzüntünüz, onu üzüyor hatta hasta edebiliyor mu?
Her yerde, her ortamda sizi savunuyor mu?
Hayatını, sizin mutluluğunuza adayabiliyor ve bununla mutlu olabiliyor mu?
Sırf siz üzüntülüsünüz diye, o da mutsuz oluyor mu?
Sizin başarınıza, sizden çok seviniyor mu?
Sizin başarılarınızla, sağda solda, başka sohbetlerde gurur duyuyor, hava atıyor mu?
Her an, sizinle birlikte olmak istiyor mu?
Sizi her gördüğünde, içinde bir sıcaklık, mutluluk hissedebiliyor mu?
Sizden sevgi, saygı dışında hiçbir beklentisi, yok mu?
Yemeyip yedirebiliyor, içmeyip içirebiliyor, giymeyip giydirebiliyor mu?
Ona karşı – affedilemez – denen hatalar yapmanıza rağmen, sizi kolayca affediyor, hatta hiç küsmüyor mu?
Hasta olduğunuzda, başucunuzdan gerekirse yıllarca ayrılmadan, üflemeden, püflemeden, sizi minnet altına koymadan, üstüne üstelik üzülmenize sebep olabilecek her şeyden titizlikle kaçınarak, size severek, aşkla bakabiliyor mu?
Siz, ayrı bir odada, hasta yatarken “of” dediğinizde bir başka odadan bunu duyabiliyor ve daha derinlerden “ah” diyebiliyor mu? ( ben bunu annemde yaşadım )
Siz uyurken üstünüz açılmış mı, rahat uyuyor musunuz diye kontrol ediyor mu?
Sizi gördüğünde, gözünün içi gülüyor, parlıyor mu?
Sizinle, günlerce sohbet etmekten, bıkmaz mı?
Sizden, hiçbir maddi imkânı esirgemiyor ve hep sizi öncelikli tutuyor mu?
Siz istemeden, size istetmeden ihtiyaçlarınızı bilebiliyor ve çözüm üretmek için gayret sarf edebiliyor mu?
Gittiği her yere, sizi de götürmek istiyor mu?
Sizinle yemek yemek, karşılıklı kahve içmekten, mutlu oluyor mu?
Tüm dualarında, hep siz, yer alıyor musunuz?
Sizin, dünya hayatınızda, mutluluğunuzu düşündüğü kadar, ahiret hayatınızı da düşünüyor mu?
Öldüğünüzde bile, ölünceye kadar size büyük bir aşkla bağlı kalabiliyor, arkanızdan sizin için sadaka verebiliyor, dua edebiliyor mu?
Ve siz bütün bunları, onun için yapabiliyor musunuz?
Eğer cevaplarınızın yarıdan çoğu olumlu ise bilin ki, sevilen, güvende, dünyadaki en mutlu insanlardan biri de sizsiniz.
Tadını çıkarın, kıymet bilin, teşekkür edin.
Tebrik ederiz.
erolyazıcı / ABBEYT ♥️