Size bazı filmler tavsiye etmek istiyorum (?!)
Vaktinizi boşa harcamış olacağınız vasat ölçekteki yüzlerce filmin aksine bu filmlerin her biri keyif alabileceğiniz düzeyli filmler.
Eleştirmen ve izleyici yorumları da bu yönde.
YERLİ FİLMLER:
Selvi Boylum Al Yazmalım, Uçurtmayı Vurmasınlar, Babam ve Oğlum, Issız Adam, Eşkiya
YABANCI FİLMLER:
Çağrı, Schindler’in Listesi, Er Ryan’ı Kurtarmak, Kuzuların Sessizliği, Dövüş Kulübü, Matrix, Forrest Gump, Leon, Hayat Güzeldir, Yeşil Yol, Gladyatör, Truva, Titanik, Terminatör, Sol Ayağım, Esaretin Bedeli, Akıl Oyunları, Cesur Yürek, Piyanist, Ghost, 6. His, Vanilla Sky
İzlemediyseniz mutlaka izleyin.
Filmleri tavsiye ederken çoğunu izlemiş olduğunuzu da tahmin ediyorum.
Açık söylemek gerekirse asıl niyetim okumanızı önereceğim kitaplarla ilgili olarak kafanızda bir kriter oluşturmaktı.
İsimlerini sıralayacağım kitaplar da işte bu filmler gibi değerli, düzeyli ve seçkin eserler.
Eleştirmen ve okuyucu yorumları da bu yönde.
Eğer belli bir yaş ve olgunluğa erişmiş, Ne oldu? Ne oluyor? Ne olacak? türünden sorularla dünyada olup bitenlere cevaplar arıyor iseniz bunların her biri bakış açınızı genişletecek, farkındalık noktasında size katkı sağlayacak kitaplar.
Ve özellikle belirtmek isterim ki bu kitaplar onlarca, yüzlerce kaynaktan faydalanılarak yazılmışlar.
Örneğin Kıyamet kitabı için yazar 700’ün üzerinde kaynaktan yararlanmış.
Bir bütünlük arz ediyor olmaları bakımından hiçbirini okumadıysanız hepsini, bazılarını okuduysanız okumadıklarınızı okumanızı tavsiye ederim.
Paylaşmasaydım bencillik sayardım.
Paylaştım ve yeterli zamanı ayırıp okuyabilenler ile iletişime geçmeyi isterim.
Süzgecinizden geçmiş, benim fark edemediğim birçok
değerli ayrıntıyı da sizin bakış açınız ile değerlendirmek isterim. Böylece söz konusu kitapların her birini bir kez daha okumuş olurum.
Kitapların içerikleri ile ilgili fikriniz olsun diye de bazı alıntılara yer verdim.
Sıralamaya başlıyorum:
ÜÇÜNCÜ DALGA / Alvin Toffler
Gözünüzün önünde yepyeni bir uygarlık doğuyor ve bir
takım körler her yerde bunu durdurmak için uğraşıyor.
Bu yeni uygarlık yeni tür aile düzenlerini, değişik çalışma,
sevişme, yaşama biçimlerini de birlikte getiriyor.
Yeni bir ekonomi, yeni siyasal anlaşmazlıklar ve hepsinin ötesinde değişik bir bilinç getiriyor.
Bu yeni uygarlığın bazı bölümleri günümüzde oluşmuş
bulunuyor. Daha şimdiden milyonlarca insan yaşamını yarına göre ayarlıyor.
Öbürleri, gelecekten korkanlar, boşuna bir çabayla geçmişe kaçmaya, kendilerini yaratan ama şu anda ölmekte olan dünyayı diriltmeye çalışıyorlar.
Bu yeni uygarlığın doğuşu çağımızın en sarsıcı tek olayıdır. (Syf 27)
ZAMANIN KISA TARİHİ / Stephen Hawking
Einstein şansın evrene hükmettiğini asla kabul etmedi.
Kendisinin ünlü ifadesi bu konudaki hislerini çok güzel özetlemektedir: Tanrı zar atmaz. (Syf 78)
Tüm bir bilim tarihi, olayların rastgele bir biçimde gerçekleşmediğinin, kutsal bir esinden kaynaklansın ya da kaynaklanmasın, belirli bir düzene dayandığının adım adım farkına varılmasından oluşmuştur. (Syf 156)
Evrenin gözlemleyebildiğimiz bölgesinde on milyon milyon milyon milyon milyon milyon milyon milyon milyon milyon milyon milyon milyon ( 1’den sonra seksen sıfır) kadar parçacık var. Bunların hepsi nereden geldi? (Syf 163)
İLERLEMENİN KISA TARİHİ / Ronald Wright
Taş Devrinde yaşayan insanların çoğu herhangi bir
kültürel değişim görmemişlerdi muhtemelen. Bireylerin
doğumla girdikleri insan dünyası, ölümle terk ettikleri
dünyanın aynısıydı. (Syf 19)
Kadim dünyanın en hayret verici yönü, her şeyin ne kadar da kısa süre önce gerçekleşmiş olmasıdır.
Medeniyet başlangıcından bu güne yalnızca, 70 yıllık 70 ömür yaşanmıştır.
Medeniyetin tamamı, ilk atamızın bir taşı bilemesinden bu yana geçen iki bucuk milyon yılın yalnızca %2’sini kapsar.
(Syf 59)
Maya Yaratılış Destanı Popol Vuh’ta yer alan, çiftlik ev ve aletlerinin insanları alaşağı edişini anlatan ‘Aletlerin
İsyanı’nda şu paragraf ilgi çekicidir:
Ve bu şeylerin hepsi konuşmaya başladı: Gücümüzü
hissedeceksiniz. Etlerinizi öğütüp lime lime edeceğiz, dedi
değirmen taşları. O esnada elekler ve tencereler dile geldi: Bize acı verdiniz, eziyet çektirdiniz. Sanki hiç acı çekmemişiz gibi bizi yaktınız. Şimdi aynısını siz hissedeceksiniz.
Sizi yakacağız. Makinelerin tehdidine dair aldığımız ilk açık uyarıdır bu. (Syf 125)
TARİHİN SONU VE SON İNSAN / Francis Fukuyama
Yüzyılımızın aşırı karamsarlığı, kısmen de olsa iyimser beklentilerin acı bir şekilde boşa çıkmış olması ile
açıklanabilir. (Syf 30)
Eğer toplumsal ve politik örgütlenmenin bugünkü biçimi insanlar için tamamen tatmin edici ise tarihin sona ermiş olduğunu söyleyebiliriz. (Syf 185)
İnsan yaşamı ilginç bir paradoks içeriyor: İnsanın mutlaka haksızlıklara ihtiyacı var. Çünkü insanın içindeki en yüce
şeyleri ancak haksızlığa karşı mücadele uyandırıyor. (Syf 391)
Topluluk yaşamının çökmesi, yalnızca özel rahatını
düşündüğü için yüksek amaçlara yönelik hiçbir idealist uğraş tanımayan ve her bakımdan güvenli, ben merkezci son
insanlar haline gelmemiz tehlikesini barındırmaktadır.
(Syf 410)
MODERN ÇAĞIN SONU / John Lukacs
Bütün insanlık tarihinin en büyük değişimlerinden birini yaşıyoruz. (Syf 21)
Bir şeyden ne kadar çok varsa değeri o kadar azalır. Demokrasi de muhtemelen bu enflasyon kuralından muaf değildir. (Syf 25)
Modern Çağ’ın sonunda iletişimdeki fantastik gelişmeler, neredeyse herkesin dünyanın her tarafındaki insanları
anında görmesini ve onlarla konuşmasını mümkün kıldı.
Ama aynı zamanda gerçek iletişim yani ebeveyn ve çocukların, karı ve kocaların hatta sevgililerin bile birbiriyle
konuşması ve dinlemesi gittikçe azaldı. Kısacası yüz yüze iletişim çöküyor. (Syf 41)
Bir çağın sonunda veya sonuna doğru giden bir dönemde yaşıyoruz. Postmodern düşünürler ve aydınlar bunu
hissediyor ama hepsi bundan ibaret. Şu sözler bu düşünür ve aydınlara mükemmel biçimde
uyuyor: "Tamamen yeni ve doğru şeyler söylendi. Ama maalesef doğru olan şey yeni değildi ve yeni olan şey doğru değildi." (Syf 46)
Bu gerçektir ifadesi, gerçek budur ifadesi ile aynı değildir. (Syf 76)
GELECEK YÜZYIL / George Friedman
ABD’nin amacı İslam dünyasını karıştırmak ve bir İslam imparatorluğunun ortaya çıkmasını engelleyecek bir oluşum yaratmaktır. (Syf 23)
Dünya sorunlarındaki en önemli faktör ekonomik, askeri ve politik güçler açısından muazzam dengesizliktir. (Syf 39)
Kaos içerisindeki İslami dünya, ABD’nin stratejik hedefine ulaştığını gösterir. (Syf 76)
Türkiye Müslüman dünyasında tarihi bir güçtür ve yeniden güçlenmektedir. (Syf 77)
HOMODEUS - YARININ KISA TARİHİ / Yuval Noah Harari
20. yüzyılda ortalama yaşam süresini neredeyse ikiye katlayarak 40’tan 70’e yükselttik. 21. yüzyılda bir kez daha katlayarak 150’ye çıkarabiliriz. (Syf 37)
İnsanlar sağlık, mutluluk ve gücün peşinde bir bir özelliklerini değiştirecekler. Ta ki artık insan olmadıkları güne kadar. (Syf 61)
Bazı elitler, işe yaramayan insanların durumunu iyileştirmenin bir anlamı olmadığına karar verebilir, bunun yerine bir grup süper insanı normun üzerine çıkarmaya odaklanabilirler. (Syf 363)
21. yüzyıl idealleri, sıradan insanlara 19. yüzyılda Avrupalıların Afrikalılara davrandığı gibi davranacak yeni bir süper insan sınıfının doğmasına neden olabilir. (Syf 364)
Birey, devasa bir sistemin içinde kimsenin tam olarak anlayamadığı minicik bir çipe dönüşüyor! (Syf 402)
Dünya eşi benzeri görülmemiş bir hızla değişiyor ve biz baş edilmesi mümkün olmayan bir veri, fikir, vaat ve tehdit
seline kapılmış gidiyoruz. (Syf 414)
SON İNSAN / Tolga Yücel
Bizi anlayan, bizimle birlikte bir şeyleri gerçekten paylaşan insan sayısı azalıyor. (Syf 72)
Gün içinde birçok bilgiye maruz kalıyoruz ve zamanla bilgiye duyarsızlaşıyoruz. (Syf 75)
Yepyeni ve devam nesli olmayan bir insan geliyor. Bu insanların kullanacağı teknolojinin atalarını bizler
üretiyoruz. (Syf 110)
Dünya gözle görünür bir şekilde ikiye bölünecek: dijital elitler ve sıradan insanlar. (Syf 129)
Dünyaya baş kaldıran, onu sorgulayan ve onunla mücadele eden insanların yerini mağlubiyeti kabul etmiş, gelecek
umutlarını çoktan kaybetmiş ve elindekiyle mutlu olup vakit geçirmeye çalışan insanlar alıyor. (Syf 172)
KIYAMET GÜNLERİ / Bryan Walsh
Bir insan ortalama 2 milyar saniyeden fazla yaşar, ancak her şeyin değişmesi için bir an yeterlidir. (Syf 11)
Yapay zekâ insanlık tarihinin en önemli icadı olabilir. Ve belki de ihtiyacımız olan son icat olacaktır.
Bu teknolojiler çift kullanımlıdır. İyilik için de kullanılabilir kötülük için de… (Syf 18)
Beyniniz gelecekteki kendinizi çok tanımadığınız ve açıkçası pek de umursamadığınız biriymiş gibi görür.
Eğer gelecekteki kendimizi bir yabancı olarak görüyorsak henüz dünyaya gelmemiş nesilleri ne kadar az
umursuyoruzdur. (Syf 175)
2015’teki TED konuşmasında Bill Gates’in söylediği bir şey epey dikkatimi çekti: "Çocukken en korktuğumuz şey
nükleer savaştı. Ama günümüzde, önümüzdeki birkaç yıl içinde 10 milyon insanı öldürecek bir şey olacaksa o büyük bir ihtimalle bir savaş değil çok bulaşıcı bir virüs olacaktır. Füzeler değil, mikroplar." (Syf 213)
Ve artık bizzat yaşamın korsanının çıkarılması mümkündür. (Syf 232)
Süper zeki bir yapay zekâ sizden çok ama çok daha akıllı olacaktır.
Aranızdaki fark Albert Einstein ile sizin aranızdaki zekâ farkı kadar değil Einstein’in bir fare ile arasındaki zekâ farkı kadar olacak. (Syf 287)
Filmlerimizin, dizilerimizin ve kitaplarımızın dünyanın sonunu konu alması bir tesadüf değildir. Korkuyoruz!
(Syf 353)
İSLAM VE İNSANLIĞIN GELECEĞİ / Roger Garaudy
“İslam er ya da geç, bizim hepimizin kabul ve tasdik
edeceği bir dindir.” Goethe – Willemer’e 15 Haziran 1817 tarihli mektubundan. (Syf 05)
İnsanın Allah ile olan münasebeti, ümmetle ve diğer insanlarla olan münasebetinden asla ayrı ve kopuk değildir. (Syf 18)
3 milyon senelik insanlık destanı boyunca ilk defa dünyadaki her türlü hayat izini kazıyıp atmak teknik olarak bugün mümkün hale gelmiştir! (Syf 37)
İslam bugün, doruğa ulaştığı dönemlerdekinden çok daha büyük bir yayılma imkân ve ufkuna sahiptir.
Çünkü Amerikan modeli ile Rus modelinin çifte ve kesin iflası karşısında, bu başarısızlıktan ötürü hayatta kalması
tehlikeye girmiş bir dünyaya İslam yeniden umut verebilir. (Syf 221)
Sosyal adaleti hakim kılmadan bir müeyyide sistemini tatbik etmeye kalkışmak kadar hiçbir şey, Kur’an’ın ruhuna daha ters düşemez! (Syf 81)