Herkesin içine biraz karamsarlık çöktü. Siyahın içinde beyazı aramaktan vazgeçip, griye razı olduk. Sis perdesi etrafımıza saçıldı.
Her şey bulanık. Kötü sonu öngörmektense; bir belirsizliğe doğru kendimizi ittik. Yakın çevremden gözlemlediklerimden bahsetmem gerekirse, çoğu insan yeni bir arayış içinde.
Malum gençlerimizin önemli bir kısmı da yurt dışına gitme hayali kurmakta. Çalışan personel çok çalışıyor, fakat çoğu emeğinin karşılığını alamamaktan yana dertli. Ev geçindirmek artık çok zor. Normal bir maaşla ev sahibi olmak şu koşullarda bir hayli güç.
Bir çocuğa iyi bir eğitim sağlamakta aileleri endişelendiriyor. Haberlerde izlediğimizde, aileler çocuklarına beslenme çantası bile hazırlayamıyor. Zaten pandemiden dolayı internet erişimine ulaşamayan çocuklar derslerinden fazlasıyla geri kaldı.
Çocukların, özellikle alım gücü düşük ailelerdeki çocukların derslerinden geri kalması beni çok üzdü. Ama beni en çok üzen şey; sık sık aldığımız şehit haberleri. Ocakları sönen aileler, gözleri kan çanağına dönmüş anne babalar.
Çoğu anne baba evine doğru dürüst yiyecek götüremez duruma gelmiş. Ev kirasını ödemeyen emekli insanlar çalışmaya başlamış. Dışarıda yemek çoğumuz için bir lüks haline geldi. Ben de eskisi gibi dışarıya çıkmadığımı söyleyebilirim.
Artık eskisi kadar mağazalardan alışverişte yapılmıyor. Tabi dışarıda yemek ya da eskisi gibi alışveriş yapmak benim için de, herkes için de diğer saydıklarımın yanında çerez gibi kalır.
Ama ben yine de herkese diyorum ki; umudumuzu, iyi bir yıl olacağına dair inancımızı kaybetmeyelim. Yeni yılı en sevdiklerimizle, sevdiklerimizin yanında olmasını dileyerek, neşe içinde karşılayalım.