“Yıldızlar doğarlar, ölürler…
Öldükleri zaman toz halinde uzaya dağılırlar..
O tozlar, başka ölmüş yıldızların, uzaya dağılmış tozlarıyla birleşir, yeni yıldızları oluştururlar…
Evrendeki her şey yıldız tozlarından oluşmuştur..
Biz insanlar bile yıldız tozlarından oluştuk…”
Deniyor..
Bu tamamen yalan!…
Uydurma!..
Kendilerini bilim adamı sanan bir avuç uzay bilimcinin attığı battal boy palavra!..
İnanmayın…
Yıldızlar öyle oluşmaz…
Nasıl oluşur?
Ben size gökyüzündeki yıldızların nasıl oluştuğunu söyleyeyim :
“Yeryüzünde iki insan birbirine aşık olunca, gökyüzünde bir yıldız oluşur…”
Peki bu nasıl olur?..
İşte Evrenin mucizesi dedikleri şey budur..
Evren, aşkla yaratılmıştır…
Evrenin oluştuğu o büyük patlama (Big bang) denen şey de aslında büyük bir sevgi patlamasıdır..(Love bang)
Evrenin sınırsız boşluğunda yaşayan çok büyük bir adamla,çok büyük bir kadın birbirlerine aşık olmuşlar. Birbirlerini o kadar çok sevmişler,kalpleri. sevgiyle o kadar çok dolmuş ki,sonunda kalpleri o kadar çok sevgiye dayanamamış,patlamış..
Tabi,kocaman adam,kocaman kadın,kalpleri de çok büyük,patlayıp dağılan o içi sevgi dolu kalp parçacıkları,çikolata parçacıkları gibi evrenin her tarafına yayılmış.Biz işte onlara “Gezegen” diyoruz, “Galaksi” diyoruz, “Samanyolu” diyoruz, “Berkant” diyoruz…
Şaka yapıyorum tabi ki..
Bilimciler haklı.
“Evrendeki herşey,yıldız tozlarından oluşmuştur.Biz insanlar bile yıldız tozlarından oluştuk…”
“Biz insanlar,yıldız tozlarından oluştuk…”
Bu resmen bir şiir..
Şiir tarihinde bugüne kadar yazıldı mı böyle etkileyici bir dize?..
“Biz yıldız tozlarından oluştuk..”
Çok etkileyici çünkü,gerçek..
Kozmik şiir.Şiirin babası.
Yani,biz insanlar,şiirden oluştuk…
Hepimiz büyük bir şiirin mısralarıyız..
Dünya bir mucize..
İnsan bir mucize…
Koca evrende bizimki gibi bir dünya yok..
Olsaydı arar,sorarlardı,olmadı çağrı atarlardı,biz geri dönerdik..
Tek umudumuz Mars,onda da patatesten başka birşey yetişmiyor.Matt Damon gitti,denedi,yetişmedi…
Neden bu mucize gezegenin,büyük bedellere mal olmuş bu uygarlığın kıymetini bilmiyoruz?..
Dinozorlar niye yok oldu?..
Dinozorlar,kendi vahşiliklerinden utanıp,bu dünyada varolmayı haketmediklerini düşündükleri için kendilerini yok ettiler..
Eskiden daha iyiydik…
Eski dediysem,baya eski..
Biz ava çıkardık,kadınlar mağarada kalır,mağaranın temizliğiyle çocukların bakımıyla uğraşır,mağara işlerini erken bitirirse,biz avdan dönene kadar komşu mağaraya oturmaya giderlerdi.
Akşam olup,biz avdan dönünce,bizi mağaranın girişinde karşılar,artık o gün ne avladıysak,elimizden alır,”Hoşgeldin,nasıl geçti avın?”diye sorarlardı..
Sadeydik..Sade olduğumuz için özgürdük..Eskiden ihtiyaçlarımız için çalışırdık,çalıştıkça ihtiyaçlar azalırdı.Şimdi,çalıştıkça ihtiyaçlar çoğalmaya başladı…
Telefonunda iki tane kamera olmasa ne olur?..En büyük ekran televizyon alınca ne olacak?.Erkan Petekkaya daha büyük ekranda daha mı iyi rol yapacak?..
Tabiatın içine ettik,heryer beton..
Leyla ile Mecnunu birbirinden ayırır gibi,yağmurla toprağı birbirinden ayırdık..
Televizyonda bir hava durumcu,nisan ayının ve mayısın ilk günlerinin soğuk geçmesi üzerine demişti ki, “Artık bahar diye bişey olmayacak.Sadece yaz ve kış olacak..”
Bunlar iyi günlerimiz.Yakında yaz’la kış da olmayacak.Mevsimler iyice birbirine girecek,mevsimlere “Yazbahar” “Kışbahar” İlkyaz-Sonyaz” “Kış yazının son ilk baharı” gibi tuhaf isimler vereceğiz..
Bu niye oluyor?.Kimin yüzünden oluyor?..Tabiat ana kendisine yapılanların intikamını almaz mı?..
Tabiat ana değil de,tabiat baba olsaydı durumu idare ederdi ama kadınlar böyledir,kadınları kızdırmayacaksın….
Yüzelli sene önce bir kızılderili reisi, “Son nehir kuruduğunda,son ağaç kesildiğinde,son balık tutulduğunda,paranın hiçbir işe yaramadığını göreceksiniz” demişti..
(Gerçi,o reisin torunları para için kumarhane işine girdiler ama o ayrı konu.)
Nasıl olsa denizde balık bitmedi henüz.Denizde biterse de marketten hazır ton balığı alırız..
Ama yine de dikkat edelim,son market kapandığında,paramız hiçbir işe yaramayabilir….
Komedi Mizah Yazarı Yücel Ziko