Geçen yazımda toplumca çürüyoruz ,yozlaşıyoruz demiştim.
Bugün ise çürümeye yozlaşmaya insafsız hale gelmeye aileden başladığımızı söylemek istiyorum.
Kendi değerlerimize şikayet ederek sahip çıkmamanın ne kadar yanlış olduğunu dilimin döndüğünce anlatmak istiyorum.
Bir düşünün ailede en önemli kişinin kim olduğunu.
Ayakta tutan tüm fedakarlıklarla her şeyini paylaşan tabii ki her zaman annelerdir. (Bazı anneler hariç)
Ben tanıdığım çevredeki annelerden ve çocukların dan bahsetmek istiyorum.
Tüm imkanları ile büyütmüş artık kendinde derman olmayan yalnız annelerden.
Yaşı artık her şey için geride bırakmış elden ayakta düşmüş bunlara erişemeyecek kadar yorgun yaşlı annelerden.
İstedikleri tek şey sadece ilgi şefkat olduklarını gördüklerimden.
Evet naz yapanları da görüyorum neden yapmasınlar ki onları o hale getiren büyüten annenin bu istekleri çok mu görülüyor.
Maalesef ki öyle bir görev gibi yapılanlar şikayet edilerek gerektiğinde kırılarak.
Keşke ben de annemi küçük yaşta kaybetmeyip elimden geldiğince kırmadan Pamuklar içerisinde bakabilseydim.
Bugünkü bilincimle farkındalığımla onun yanında olabilseydim.
Bu yüzdendir hassasiyetim çevremdeki gözlemlerim kimseye akıl vermek gibi bir niyetim yok sadece empati yapmalarını bekliyorum.
Hayat böyle devam etmiyor sizlerin de çocukları var ne yapıyorsanız onun karşılığını da onlar dan aynı göreceksiniz.
Etme Bulma dünyası bu dünya ne ekersen onu biçeceksin.
tecelli etmeye çabuk sonuçlanmaya o kadar önceden başlandı ki.
Sadece bunun farkında ol yeter
kıymetler kaybedilince sende değerli olmamalı bu anlayışla anlam kazanır.
Sonradan keşkeler fayda etmez giden gitmiştir en çok anlam veremediğim de budur.
Sonradan yapılan pişmanlıkların bir daha geri getiremeyeceği.
Buradan kime ne kadar hisse düşer bilemem ama en azından bir düşünmeye teşvik ettiğime inanıyorum.
Yaşıyorsa halen sahip çıkın sevdiklerinize bu anneniz olur babanız olur sonradan vicdan yapmamak için .
Emel Araz