YÜRÜYORUM ÖYLEYSE VARIM

Yürümenin Felsefesi: Ayakların Konuştuğu Yolculuk

İnsanın kendini anlamaya dair en eski ve en saf araçlarından biri, yürümektir. Yürümek, bedenin doğal ritmiyle ruhun kaotik dünyası arasında bir köprü kurar. Adımlar attıkça, içimizde bastırılmış olan her şey – öfkeler, pişmanlıklar, korkular – su yüzüne çıkar. Bu bir yüzleşme anıdır; ama aynı zamanda bir arınma ve tedavi sürecidir. Çünkü yürümek, fiziksel bir eylemin çok ötesinde bir anlam taşır; bu, insanın kendi varlığıyla yeniden tanışma ritüelidir.

Yürümenin üçüncü kilometresinde, ayaklarınızın yalnızca bedeni taşımadığını fark edersiniz. Onlar, bilinçaltınızın, unutulmuş arzularınızın, kabullenilmemiş yanlarınızın sözcüsü olurlar. Adımlar birer kelime, ritim ise cümle olur. Yürüyüşünüz uzadıkça bu cümleler bir hikâyeye dönüşür: Kendinizi anlatan, sizi size açıklayan bir hikâye.

Bu süreçte, siz hem doktor hem de hastasınız. Yürüyerek kendinizi tedavi edersiniz; çünkü yürümek, insanın doğayla ve kendisiyle yeniden bir diyalog kurma biçimidir. Doğa, bu sürecin en sabırlı tanığıdır. Ağaçlar birer felsefe kitabıdır; dalları yazdığınız her düşünceyi okşar, yapraklarıysa notalar gibi rüzgârla şarkılar besteler. Doğa sizi rahminde barındırır, her adımda sizi yeniden doğurur.

Bir yıl boyunca her gün yürüseniz, bu bir terapi değil, bir dönüşüm olur. Bedeninize verdiğiniz bu görev, ruhunuzun da bir göreve başlamasına vesile olur: Kendini anlamak. Otomatikleşen adımlar, zihni özgürleştirir. Zihniniz serbest kaldığında, düşünceler akmaya başlar. Yürümenin felsefesi tam da burada devreye girer: Düşüncelerimiz ayaklarımızın konuşmasıdır.

Her adımda kendinizi bir yolculuğun içinde bulursunuz. Bu yolculuk yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel, duygusal ve ruhsaldır. Doğa size bir defter sunar, her gördüğünüz manzara bir kalem olur. Yürürken yazarsınız; ama bu yazı, kelimelere değil, deneyimlere dayanır.

Doğanın rahminden çıkmak, ikinci bir doğumdur. İnsan, bu dünyaya ilk kez gözlerini açtığında ağlardı; ama ikinci doğumunda, yani yürüyerek kendini yeniden bulduğunda, güler. Çünkü artık kendi varlığını, dünyadaki yerini, hayatın anlamını biraz daha iyi anlar.

Yürüyen her insan, bir filozof olur. Ayaklarınızla yazdığınız bu felsefenin en önemli dersi şudur: İnsan, hareket ettikçe iyileşir; durdukça değil. Çünkü hayat, bir yoldur ve bu yol yürünmek için vardır.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.