yüzsüz…

yüzsüz…
ACIMAYA DAHİ DEĞMEZ

Bir insan düşünün.
Ne şeref var, ne karakter, ne ahlak var, ne namus.
Para için anasını satar, kardeşi kardeşe katar.
Her gürültüyü aleyhine sanır, gölgesinden korkar.
Nefsi için, keyfi için her şey mubah.
Doğrulukla asla işi olamaz.
Yalansa baldan tatlı.
Pişkinlik sermaye.
Şeytanca kurnazlıklarda, pek de hünerli.
Aldatmak, karakteri. Vefa, düşmanı. Nankörlük, şiarı.
Tek bir değeri var, hiçlik.
Onun, bunun karısı – kızı, doyumsuz keyfi.
Her türlü istismar yemeği, gıdası.
Birde akıllı ki, sorma gitsin!
Dürüst mü, dürüst. (!)
Aslında, sevgi dolu. (!)
Yalan, fevri çıkışlar.
Yapmacık, üstüne gidişler.
Kendini inandırmak için bile, özel uğraşlar, sarf ettiği inkârlar.
Dostları da kendi gibi. Aşağılık mı aşağılık.
Ama ne gam. Ona göre bu durum, tam da aradığı ortam.
Şeytanı bile çatlatan, iğrençlik. Cimrilik. Bencillik. Düşüklük.
Karısını, orta malı gibi, kamuya sunmak ve bundan hayvani bir zevk almak. Önünde karısını düdükleseler, görürde görmez!

Bir ayet-i kerimede şöyle anlatılıyorlar;

‘Onları gördüğünde cüsseleri hoşuna gider. Konuştuklarında sözlerine kulak verirsin. Onlar elbise giydirilmiş kütükler gibidir. Her gürültüyü aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmanın ta kendisidir, onlardan sakın. Allah onları kahretsin; nasıl da haktan yüzlerini çevriliyor.’ Münafikun 4

Göz, kör. Kalp, mühürlü. Boyun, halkalı. Ruh çoktan çıkmış, gitmiş.
Beden, elbise giydirilmiş kütük gibi.

Borç alıp, akla gelen gelmeyen her türlü oyalama – yalan taktiklerini, utanmazlığın zirvesinde bir vurdumduymazlıkla, zorla olmadıkça, mecburiyetin ötesinde mahkûm kalmayınca, asla ödememek.

Alacaklı, anasına küfretmiş, lanet etmiş ne gam.
Yeter ki, desin ki:
“Allah belanı versin. Artık versende almam. Mahşerde nasıl olsa kaçamayacaksın, o zamanda Allah hakkımı senden alsın”.
Oooh tam istediği şey. Ne ala. Ne de güzel bir sonuç.
Tam istediği ve arzuladığı gibi. Şu an için, nasıl olsa bir şey yok. Aldığı borcu geri vermemenin, o dayanılmaz iğrençliği, ona bal, börek.

Deşifre olmamak için her türlü yalan, inkâr, iddia, kaçış, mubah ve bu onun büyük becerisi – hayat anlayışı.

Bir de; böyle birine, bu çirkinliklerini bile bile inananlar, inanmak isteyenler.

Hani “zalimin zulmüne göz yuman, dilsiz şeytanlar” gibi bir yığın riyakâr, ikiyüzlü oldu mu, işte sana tam bir bermuda.

Haydi, iyi işler, kolay gelsinler…

Tabi, kim böyle bir insan olduğunu kabul eder?

El cevap; Hiç kimse.
Ancak, yine herkes çok iyi bilir ki, etraf bu tip insan suretinde, iki ayaklı, ağzı salyalı, hayvanlardan bile daha düşük yaratıklarla dolu.

Yani bu makalede anlatılan tip kesinlikle siz değilsinizdir, umarım.
Ama bu tipi, tipleri kesinlikle çok iyi tanıyorsunuz.

Etrafta arandan bulunacak, yürürken rastlanacak, görünce hemen tanınacak kadar çoktan fazla.

Tavsiyem bu tiplerden her yerde
UZAK DURUN.

erolyazıcı / ABBEYT ♥️

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.