MagazinHaber Girişi : 24 Kasım 2021 16:52

Zeki Müren’in Pendik’ten anıları…

Zeki Müren’in Pendik’ten anıları…

Zeki Müren’in Pendik’te bir yazlığı vardı. Madalyon Bahçesi’ne sık sık konser vermeye gelirdi.

Batı Mahallesi’nde yaşayan Manolya adlı bir genç kıza da aşık olduğu ‘Koklamaya kıyamam,benim güzel manolyam’ sözlerinin yer aldığı şarkıyı da onun için bestelediği rivayet edilir. Bu sokağa Manolya Sokak adı verilmiştir.

1998 yılında yayınlanan Hürriyet gazetesinin haberi:

Müren’in evi boşaltıldı

Zeki Müren’in miras davasında, sanatçının Pendik’teki evinde kira vermeden oturan kiracıların tahliye edileceği belirtildi. Davanın İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülen dünkü duruşmasında, Müren’in tüm mal varlığının aralarında paylaştırılmasını istediği Türk Eğitim Vakfı ile Mehmetçik Vakfı’nın avukatları ile tereke idare memuru hazır bulundu. Mahkeme, geçen celsede tereke idare memuru avukat İbrahim Bülbül’e, sanatçıya ait Bodrum ve İstanbul’daki 2 otomobilin satış işlemlerinin yürütülmesi, Pendik’teki dairesindeki kiracıların tahliyesi ve kiracılar hakkında icra takibi başlatılması konularında tam yetki vermişti.

Asuman Genç’in yazısından alıntı:

“Pendik’te 3-4 mesire (gezinti yeri) vardı. Bülbül Bahçesi vardı, eski kültür merkezi var ya, oraya yakın. Yine bir de Madalyon Bahçesi vardı. Zeki Müren bile konser vermek için buralara gelirdi. Tüm Pendikliler izlemek için toplanırdı. Deniz kenarında ufak bir otel vardı. Adı: Pendik Palas.”

Mehmet Civa’nın yazısından alıntı:

“Müfit Kiper  amcanın bahçe duvarına oturmuş arkadaşlarla dinlenirken; Zeki Müren  ve Müfit evden çıktılar.  Bizim yanımızdan geçerken Zeki Müren bizim başımızı severek bugünün küçükleri yarının büyükleri olacaklar demişti.”

Hanife Tok’un yazısından alıntı:

“Pendik sahilindeki birçok yazlık sinemalarda sabahlara dek süren konserler, eğlenceler sanki bir rüya idi. Birçok Pendikli Rahmetli Zeki Müren’in köşkünde, akşam çayına toplanırdı. Bizde çocuklar havuzda oynar yüzerdik.”

Mustafa Telli’nin yazısından alıntı:

“Pendik’te sıcak ve uzun yaz gecelerini serinleten, konserlerimiz olurdu. Dernek ve siyasi partilerin organize ettiği konserlerde Zeki Müren, Nuri Sesigüzel, Behiye Aksoy, İsmail Dümbüllü gibi günün sevilen sanatçılar, sabaha kadar süren konserlerde unutulmaz dakikalara imza atarlardı. Pendikli parti ayrımı yapmaz, hemen her konsere giderdi.”

Yazımızda Zeki Müren’nin Pendik ile ilgili ilişkisinden bahsettik.

Sesiyle, görüntüsüyle ve yenilikleriyle hep merak konusu olan Zeki Müren’in hayat hikayesini aktarıyoruz:

Zeki Müren; şarkıcı, besteci, söz yazarı, oyuncu ve şairdir. Sanat Güneşi ve Paşa olarak anılan Müren, Klasik Türk müziğinin en büyük isimlerinden biri olarak kabul edilir. Sanata olan katkılarından dolayı 1991 yılında Devlet Sanatçısı unvanıyla ödüllendirilmiştir. Türkiye’de verilmeye başlanan Altın Plak Ödülü’nün de ilk sahibi olan sanatçı, müzik yaşantısı boyunca altı yüzü aşkın plak ve kaset doldurmuş, üç yüzü aşkın şarkı bestelemiştir.

Çocukluğu ve eğitimi

Bursa’nın Hisar semtinde, Ortapazar Caddesi’ndeki 30 numaralı ahşap evdeKaya ve Hayriye Müren çiftinin tek çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesi Üsküp’ten Bursa’ya göç etmişti. Babası kereste tüccarıydı. Ufak tefek ve çelimsiz bir çocuktu. 11 yaşında Bursa’da sünnet oldu.

İlkokulu Bursa Osmangazi İlkokulunda (sonradan Tophane İlkokulu ve Alkıncı İlkokulu) okudu. Henüz ilkokuldayken yeteneği öğretmenleri tarafından keşfedildi ve müzikli okul müsamerelerinde baş rolleri oynamaya başladı. Hayatındaki ilk rolü, bu müsamerelerden birindeki çoban rolüdür.

Ortaokulu yine Bursa’da, Tahtakale’deki 2. Ortaokulda tamamladı. Ortaokulu bitirdikten sonra babasına İstanbul’a gitme arzusunda olduğunu açıkladı ve onun da onayıyla İstanbul Boğaziçi Lisesine yazıldı. Bu okulu birincilikle bitirdi. Olgunluk imtihanlarını pekiyi dereceyle verip İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisine (şimdiki Mimar Sinan Üniversitesi) girdi. Yüksek Süsleme Bölümü Sabih Gözen atölyesinden mezun oldu. Desen çalışmalarını öğrencilik yıllarından başlayarak pek çok kez sergiledi.

Müzik kariyeri

19 Kasım 1953 tarihinde Zeki Müren’in ilk konserini verdiği Atatürk Bulvarı bitişiğindeki Büyük Sinema

Zeki Müren, Bursa’da tamburi İzzet Gerçeker’den aldığı solfej ve usul dersleriyle musiki bilgileri öğrenmeye başladı. 1949’da, Boğaziçi Lisesi’nde okurken sinema yönetmeni ve yazar Arşavir Alyanak’ın babası Agopos Efendi ile birbaşka hocası Udi Krikor’dan aldığı derslerle de musiki eğitimini sürdürdü. Daha sonra fasıl musikisini iyi bilen ve geniş bir repertuvarı olan Şerif İçli’den çeşitli eserler meşk etti; Refik Fersan’dan, Sadi Işılay’dan, Kadri Şençalar’dan faydalandı.

1950 yılında henüz üniversite öğrencisiyken TRT İstanbul Radyosunun açtığı ve 186 adayın katıldığı solist sınavını birincilikle kazandı. 1 Ocak 1951’de, İstanbul Radyosunda canlı olarak yayımlanan bir programda ilk radyo konserini verdi ve bu konseri çok beğenildi. Bu konserde kendisine eşlik eden saz ekibi Hakkı Derman, Serif İçli, Şükrü Tunar, Refik Fersan ve Necdet Gezen’den oluşuyordu. Konserden sonra Hamiyet Yüceses stüdyoyu arayarak kendisini tebrik etti. O yıllarda TRT Ankara Radyosu Anadolu’da en çok dinlenen radyo idi ve İstanbul Radyosu Anadolu’dan net olarak dinlenemiyordu. Aynı hafta klarnet sanatçısı Şükrü Tunar Müren’i Yeşilköy’deki kendisine ait plak fabrikasına götürerek yine kendi eseri olan Muhabbet Kuşu şarkısını plağa doldurttu. Bu plak sayesinde Müren tüm Anadolu’da tanındı.

Zeki Müren, bu başarılı ilk konserden ve plak çalışmasından sonra Türkiye radyolarında düzenli olarak eserler seslendirmeye başladı. Radyo programları on beş yıl sürdü, bunların çoğu canlı yayın programlarıydı. Müren bundan sonra kendini daha çok sahne ve plak çalışmalarına verdi. İlk sahne konserini 26 Mayıs 1955 tarihinde verdi. Genellikle kendi dizayn ettiği sahne kıyafetlerini giyiyordu. Saz heyetine tek tip kıyafet giydirmek ve T podyum kullanmak gibi çeşitli yenilikler getirdi.

Maksim Gazinosu sahnelerinde aralıksız 11 yıl[8] Behiye Aksoy ile dönüşümlü olarak sahne aldı. 1976’da Londra’daki Royal Albert Hall’da konser vererek bu mekânda sahne alan ilk Türk sanatçı oldu.

Zeki Müren 600’ü aşkın plak ve kaset doldurdu. Plağa okuduğu ilk şarkı Şükrü Tunar’ın “Bir Muhabbet Kuşu” güfteli şarkısıdır. Müren 1955’te “Manolyam” adlı şarkısıyla Türkiye’de ilk kez verilen Altın Plak Ödülü’nü kazandı. 1991 yılında Devlet Sanatçısı seçildi.

300 dolayında şarkı besteledi. On yedi yaşındayken bestelediği “Zehretme hayatı bana cânânım” mısrasıyla başlayan acemkürdi şarkı bestelediği ilk şarkıdır. “Şimdi Uzaklardasın” (suzinâk),“Manolyam” (kürdilihicazkâr),“Bir Demet Yasemen”, “Gözlerinin İçine Başka Hayal Girmesin” (nihavend) güfteli, “Elbet Bir Gün Buluşacağız” gibi şarkıları sık sık okunan, en sevilen şarkılarıdır. Zeki Müren bu şarkıları plaklara da okumuştur.

Oyunculuk kariyeri

Zeki Müren 1954’te Beklenen Şarkı adlı filmde sinema oyunculuğuna başladı. Büyük bir ticarî başarı kazanan bu filmden sonra, şarkılarının çoğunu kendisinin bestelediği 18 filmde daha oynadı. 1965’te de Arena Tiyatrosu’nca sahneye koyulan Çay ve Sempati adlı oyunda baş rolü oynadı.

Sanatın her dalında yer alıyor

Zeki Müren, başarılı yorumculuk ve oyunculuk kariyerlerinin yanı sıra yüksek eğitimini aldığı desen tasarımına da devam etti. Sahne kıyafetlerinin pek çoğunu kendisi tasarladı. Resimle de uğraşan Müren öğrencilik yıllarından itibaren gerek desenlerini, gerekse resimlerini pek çok ilde sergiledi.

1965 yılında 100’e yakın şiirinin yer aldığı Bıldırcın Yağmuru adlı şiir kitabını çıkardı. Bu kitabında yer alan şiirlerinden bazıları Pembe Yağmurlar, Bursa Sokağı, İkinci Sadık Dost, Çim Makası, Son Kavga, Bu Bestecikler Sana, Alınyazım, Kazancı Yokuşu ve Kendimi Arıyorum’dur.

Vefatı

Zeki Müren kalp rahatsızlığı ve şeker hastalığı nedeniyle hayatının özellikle son 6 yılında sahne hayatından ve medyadan uzaklaştı. Bodrum’daki evinde inzivaya çekildi. Bu dönemi “kendini dinlemek” olarak tarif eder. 24 Eylül 1996 günü, TRT İzmir Televizyonunda kendisi için düzenlenen tören sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu öldü. Cenazesi büyük bir halk kalabalığının katıldığı büyük bir törenle kaldırıldı. Mezarı, doğum yeri olan Bursa’da Emir Sultan Mezarlığı’ndadır.

Vasiyetinde tüm mal varlığını Türk Eğitim Vakfı ve Mehmetçik Vakfına bıraktı. TEV ve Mehmetçik Vakfı, 2002 yılında Bursa’da Zeki Müren Güzel Sanatlar Anadolu Lisesi’ni yaptırdı. TEV Bursa Şube Başkanı Mehmet Çalışkan 24 Eylül 2016 tarihinde yaptığı bir açıklamada vakfın Zeki Müren Burs Fonu’ndan 20 yılda 2.631 öğrencinin yararlandığını belirtti.

Ölümünün ardından sanatçının Bodrum’da son yıllarını yaşadığı evi Kültür Bakanlığı’yla yapılan protokol ile Zeki Müren Sanat Müzesi’ne dönüştürüldü ve 8 Haziran 2000 tarihinde ziyarete açıldı.

Zeki Müren Sanat Müzesi

Zeki Müren Sanat Müzesi; Muğla’nın Bodrum ilçesinde bulunan bir müzedir. Türk sanat müziği sanatçısı Zeki Müren’in ölmeden önce hayatının son yıllarını geçirdiği ev, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yeniden düzenlenip 8 Temmuz 2000 tarihinde ziyarete açılmıştır. Müzede; sanatçının sahne kostümleri, çizdiği resimler, hayranlarından gelen mektupları, kazandığı ödüller ve evinde kullandığı eşyalar sergilenmektedir. Müzenin bahçesinde ise yine kendisine ait olan Buick Regal marka bir otomobil ve Tankut Öktem tarafından yapılan bronz heykeli yer alır.

Kazandığı ve aday gösterildiği ödüller:

1955 – Altın Plak Ödülü (MÜYAP)

1973 – En İyi Erkek Solisti (ALTIN KELEBEK ÖDÜLLERİ)

1997 – Yekta Okur Özel Ödülü (KRAL TV VİDEO MÜZİK ÖDÜLLERİ)

Kaynak: Hürriyet, Sabah, haberler.com, CNN Türk, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Pendikli TV, Pendik Duyuru, Pendik’te Hayat